19 Kasım 2010 Cuma

Bir Uyarı

Şöyle bir mesaj gelmiş. Bir arkadaşım bana yollamış, ben de herkesle paylaşayım dedim.

LÜTFEN BU UYARIYI TÜM TANIDIKLARINIZA DAGITIN


AYRICA, ÖZELİKLE TANIDIKLARINIZI, ARADAŞLARINIZI UYARIN :


'INVITATION' VEYA 'DAVETİYE' BAŞLKLI EKİ OLAN HERHANGİBİR DOSYAYI HERKİM GÖNDERMİ$ OLURSA OLSUN KESİNLİKLE ACMAYIN


C HARD DİSKİNİZİNİ TAMAMEN 'YAKAN' BİR OLİMPİYAT ME$ALESİNİ AÇAN BİR VİRÜS İCERMEKTEDİR.


BU VİRÜSÜN EN ÖNEMLİ ÖZELLİGİ BİLDİGİNİZ, TANIDIĞINIZ, POSTA DAĞITIM LİSTESİNDE ADINIZ OLAN BİRİNDEN GELMEKTEDİR.


BİR TANIDIK VEYA ARKADA$INIZDAN 'DAVETİYE' V EYA 'INVITATION' BAŞLKLI BİR POSTA GELİRSE SAKIN AÇMAYIN VE DERHAL BİLGİSAYARINIZI KAPATIN.

CNN'İN EN KÖTÜ VİRÜS DİYE TANIMLADIĞI , MİCROSOFT'UN $İMDİYE KADAR BİLİNEN EN YIKICI OLARAK SINIFLANDIRDIGI BİR VİRÜS İCERMEKTEDİR.


BU VİRÜS McAFEE TARAFINDAN KE$FEDİLMİŞTİR VE HENÜZ ONARIMI YOKTUR. BU VİRÜS HARD DİSKİN SIFIR SEKTÖRÜNÜ GÖÇERTMEKTE VE ADRES LİSTESİNDEN KENDİNİ POSTALAMAKTADIR.


LÜTFEN TÜM BİLDİKLERİNİZİ UYARIN!!!!!! !!

"Dave Adında Bir Adam"


"Dave Adında Bir Adam" adlı kitabı okuyorum bu aralar. Dharma Yayınları'ndan çıkmış 2000 tarhli bir roman. Kitabın yazarı Dave Pelzer, kendi hayatının zafer ve affediş hikayesini kaleme almış ve çok başarılı, çok etkileyici bir eser çıkarmış ortaya.
Henüz bitirmedim kitabı, az kaldı. Ama çok etkilendiğimi söyleyebilirim.
Umut veren, motive eden bir roman "Dave Adında Bir Adam".
Okuyun, siz de etkileneceksiniz, umutlanacaksınız...

"Profesyonel"i Mutlaka İzleyin!



Geçen hafta izledim Profesyonel'i. Devlet Tyatrosunun ödüllü oyunu. Ünlü oyuncu Yetkin Dikinciler ve Arka Sıradakiler dizisinin Kemal Öğretmen'i Bülent Emin Yarar'ın başrol oynadıkları oyunu mutlaka izlemelisiniz.
Ben bayıldım 'Profesyonel'e. Baştan sona canlı, hızlı bir tempoyla ve müthiş bir oyunculuk gösterisi şeklinde geçen oyunun konusu da çok ilginç, çok güzel. "Ben iyi bir tiyatro izleyicisiyim" diyen herkesin izlemesi gereken bir oyun bence...

Jet Kasalar ve Bizim Kuşak

Biraz önce bir alışveriş macerasını daha okuduğum 'Alışveriş Cadısı' Banu Tuna benim üniversiteden, İletişim Fakültesinden sınıf arkadaşım. Yıllardır ne görüşmüşlüğümüz, ne konuşmuşluğumuz var, ama yıllıktaki isminden ve resminden dolayı hatırlıyorum kendisini. Yazılarını da zevkle okuyorum.
Teknolojik yeniliklerden tırstığından bahsetmiş, Migrostaki jet kasayla olan mücadelesini anlatmış, zorlandığını ama yılmadan tekrar deneyeceğini yazmış.Ne kadar yakın buldum kendime. Bizim kuşak, şu anda otuzlu yaşlarını sürenlerin kuşağı garip bir topluluk. Biz siyah-beyaz televizyonu, tek kanallı dönemi de yaşadık, özel televizyonların, özel radyoların doğuşunu da gördük, internetin ortaya çıkıp herşeyi ele geçirişini de. Koca koca walkmenleri de kullandık, ipodları da...
Teknolojik gelişmelerden tırstık ama hayatın içinde olduğumuz, bunları kullanıp ilerlemeye mecbur olduğumuz için kayıtsız kalamadık ve hayatımızın parçası yaptık çoğunu da.
Hem şanslı hem de şanssız bir kuşağız biz...Çok şey gördük, çok şey kazandık ve çok şey de kaybettik. Değişimler, hıphızlı değişimler çağında yaşadık gençliğimizi ve erken yetişkinliğimizi...

Mutlu Bayramlar!

Biraz geç oldu, bugün bayramın son günü, ama herkesin bayramını kutlamak istedim.
Tüm sevdiklerimizle nice güzel bayramlara hayırlısıyla...
Dün uzaklardaki yeğenimle mesajlaştık.Bir telefon mesajı bile, mesajdaki çook çokk öptüm sözü bile insanı mutlu edebiliyor.
Mutlu olmak o kadar da zor değil aslında. Biz zorlaştırıyoruz. Kendimize ve çevremizdekilere mutluluğu yasaklıyoruz sanki farketmeden... Vazgeçmeliyiz bundan. Farketmeli ve vazgeçmeliyiz...
Kendinizin ve sevdiklerinizin kıymetini bilin. Sağlıkla ve huzurla geçen her an için şükredin... Ben öyle yapmayı geç de olsa öğrendim...
Herkese tekrar mutlu bayramlar...