30 Aralık 2008 Salı

Keyifli Bir Kitap: Hep Çocuk Kaldık

Yılbaşı alışverişinde güzel bir seçenek de kitaptır bence.
'Hep Çocuk Kaldık' adlı kitabı önerebilirim yeni yıl hediyesi olarak. Keyifle okunacak bir kitap...
Ethem Kocabaş ve İstanbul Oyuncak Müzesi’nin ortak projesi olan ve Altın Kitaplar'dan çıkan 'Hep Çocuk Kaldık', mesleğinde üst düzey başarılar elde etmiş ve çocuk kalmayı başarabilmiş 49 kişiyle gerçekleştirilen söyleşilerden oluşuyor.
Bu kişilerin çocukluklarında oynadıkları oyun ve oyuncakları, ailelerinde kendilerine örnek olan kişiler ve yetiştikleri çevrenin, günümüzdeki mesleki başarıları ile zihinsel gelişim özellikleri üzerindeki etkileri okuyucuyla paylaşılıyor.
Kitapta söyleşileriyle yer alan ünlülerden bazıları; Adalet Ağaoğlu, Ali Poyrazoğlu, Anjelika Akbar, Ayhan Doğan, Balkan Naci İslimyeli, Betül Arım, Betül Mardin, Beyazıt Öztürk, Cahit Berkay, Ceyhun Yılmaz, Demet Akbağ, Ebru Cündübeyoğlu, Ediz Hun, Emel Karakaş, Emre Kongar, Erol Günaydın, Filiz Akın, Fuat Güner, Gani Müjde, Gazanfer Özcan, Gönül Ülkü, Gülten Dayıoğlu, Hakkı Devrim, Haldun Dormen, Halit Kıvanç, Haluk Bilginer, Hıncal Uluç, Hülya Koçyiğit, İlber Ortaylı, İlhan Şeşen, Kadir Çöpdemir, Kenan Işık.

29 Aralık 2008 Pazartesi

Yumuşacık Eller İçin

Kış soğuğu, ellerimizi de etkiliyor.
Soğuktan çatlamış ellerimizi yumuşatmak, rahatlatmak için şu formülü kullanabiliriz; 2 çorba kaşığı tatlı bademyağı ve 1 tatlı kaşığı kakao yağını karıştırıp kısık ateşte biraz ısıtalım, ılıdıktan sonra ellerimize sürelim.
Eller için yumuşatıcı bir diğer formül de şu: 1 litre suya 1 avuç dolusu ısırgan otu koyup kaynatın ve ılıdıktan sonra ellerinizi bu suyla yıkayın.

Peynirli Mısır Ekmeği

Bir arkadaşımdan almıştım bu tarifi. Yıllardır severek yaparım. Çok güzel oluyor, övgüler alıyorum:)
Malzemeler:
2,5 su bardağı mısır unu,
2,5 su bardağı un
1 bardak su,
1 bardak yoğurt,
1 bardak sıvıyağ,
2 yumurta,
2 paket kabartma tozu,
beyaz peynir,
biraz tuz.
Yapılışı: Unlar ve kabartma tozu ve tuz karıştırılıp üzerine yumurtalar, yoğurt ve sıvıyağ, en son olarak da su eklenir, çırpılmaya başlanır, biraz çırpıldıktan sonra ufalanmış beyaz peynir eklenir, biraz daha çırpılır. Hafif koyu kek hamuru kıvamına gelince tepsiye dökülür, ısıtılmış fırında pişirilir. Fırından çıkarılır, birazcık soğuması beklenir ve kek gibi dilimlenip afiyetle yenir.

Kış Çorbası

Meşhur sebze çorbamı yaptım yine. Yine diyorum, bu aralar sık sık yapıyorum. Bu çorbanın tarifini hiçbir yerden almadım, öylesine kendim oluşturdum.Tüm kış sebzelerini, ayrıca soğan ve sarımsağı doğrayarak bol suda haşladığım ve içine biraz sıvıyağ biraz tereyağ, tuz, karabiber ve bir de etsu tableti attığım, sebzeler pişmeye başladıktan sonra da içine un ve suyla hazırladığım meyane kattığım harika bir çorba bu. Öyle güzel oluyor ki, özellikle de bu soğukta içimizi ısıtıyor, ayrıca çok da besleyici ve sağlıklı.
Hangi sebzeyi bulursam atıyorum içine. Bugün evde beyaz lahana, karnıbahar, brokoli, havuç vardı. Üç dört yaprak beyaz lahanayı ince ince doğradım, iki büyük çiçek brokoli, iki çiçek karnıbahar, bir büyük havuç, iki patates,bir soğanı küçük küçük doğradım.Hepsini güzelce yıkayıp tencereye koydum, üç diş sarımsağı da doğrayıp ekledim. Bol suda haşlamaya başladım, biraz sıvıyağ, biraz da tereyağ ekledim.Tuz ve karabiber, bir de etsu tableti kırıp ekledim.
Bugün kereviz yoktu evde, kereviz de bu çorbaya harika bir tat katıyor. Kerevizin sap ve yapraklarını da ekliyorum ben, harika bir koku veriyor çorbama. Sebzeler pişer gibi olunca bir tasa bir kaşık un ve yeterince su koyup sıvı kıvamda bir karışım elde ediyorum, meyane deniyor sanırım buna. Bunu da çorbaya ekliyorum, karıştırıp biraz daha kaynatıp ocağın altını kapatıyorum.
Sonuç müthiş oluyor.Renkli, taneli, kıvamlı güzel bir çorba. Bir tabakla yetinemiyoruz, herkes ikişer tabak yiyor. :)

Dudaklarınıza İyi Bakın

Kışın dudaklar daha fazla bakım ister. Soğuk hava yüzünden kuruyan, çatlayan dudaklarımıza biraz özen göstermemiz gerekiyor. Dudak bakımıyla ilgili okuduğum birkaç öneriyi sizlerle de paylaşmak istedim.
-Dişlerimizi fırçaladıktan sonra, diş fırçasını dudakalrımız üzerinde yumuşak hareketlerle gezdirerek, yüzeydeki ölü derileri temizlemenin faydasını mutlaka görürüz.
-Soğuk havalarda dudaklarımızı yalayarak nemlendiremeye çalışmak, hatalı bir davranış. Aksine, daha fazla kurutmuş oluyormuşuz dudaklarımızı.
-Bal dudaklar için çok faydalı bir madde. Balı dudaklarımız üzerine tabaka halinde sürüp 10-15 dakika bekletelim. Dudaklarımızı yumuşatacak ve nemlendirecektir.
-Bunların dışında, çeşitli kozmetik markaların dudaklara bakım yapan balsam, parlatıcı ve rujlarını da kullanabilirsiniz.

27 Aralık 2008 Cumartesi

Erkeklere Burçlarına Göre Davranın

KOÇ ERKEĞİ: Ona hazır lokma olmayın, uğraştırın, peşinizden koşturun. Her zaman seksi görünün. Ne dediğinizi bilin lider ruhlu davranın. Onunla başedebilecek kadını sever.
BOĞA ERKEĞİ: Akıllı, bakımlı, hanımefendi olun, hafif seksapele hayır demeyecektir. Bırakın sanatsal konuşmalarını rahatça yapabilsin sizde ilgi alanlarını biraz araştırın.
İKİZLER ERKEĞİ: Seksi, spor, bakımsız,bakımlı ama mutlaka akıllı kadını sever.Eğlenceli olmaya hızlı hareket etmeye dikkat edin. Yoksa siz start alana kadar o çoktan tatile çıkmıştır.
YENGEÇ ERKEĞİ: Akıllı, zarif, duygusal, sevgi dolu, şefkatli, heryerde destek olan alttan alan kadını sever. İnatçı, sabırsız ve maymun iştahlı iseniz aşkınız çok sürmez uzak durun.
ASLAN ERKEĞİ: Gösterişli, bakımlı, trendy, abartılı, karizmatik yanında gururla taşıyabileceği, havasını atabileceği kadınları sever. Hemen alışverişe çıkın ve kuaförünüze uğrayın.
BAŞAK ERKEĞİ: Bakımlı, hanımefendi, sıcak, düz, abartısız kadınları sever. İddialı, iddiacı ve inatçı iseniz meydan savaşına hazır olun ve bilin ki ufukta zafer görünmüyor.
TERAZİ ERKEĞİ: Güzel, estetik, bakımlı, akıllı, entellektüel, sevgi dolu, sevgisini gösteren kadın ideal kadını. Sporcu, Sorbonne mezunu iseniz ve Afrodit'e benziyorsanız durmayın harekete geçin.
AKREP ERKEĞİ: Seksi, ateşli, itaate hazır, vefalı, özverili, bilgili mitolojik kadın tipi ilgisini çeker. Çok para harcayan, abartılı bir kadınsanız geçireceğiniz iki günün keyfini çıkarın çünkü çok uzun sürmeyecek.
YAY ERKEĞİ: Onu eğlendirin, güldürün, gezdirin, aklını meşgul edin, şaka yapın. Asla yalan söylemeyin, asla oyun oynamayın. Sadace iki tüyo, dürüst ve eğlenceli kadını sever.
OĞLAK ERKEĞİ: Vefalı, bilgili, illede özverili mutlaka özverili, duyarlı, şevkatli, dürüst, planlı dayanıklı kadını sever. Zordur ama Oğlak a değer.
KOVA ERKEĞİ: Uçuk, akıllı, entellektüel, trendy hatta tuhaf, merak uyandıran, hümanist, dünyadaki gelişmelere duyarlı, eğlenceli, teknolojiye yatkınsanız, tamam, Kova'yı kaptınız.
BALIK ERKEĞİ: Güzel, bakımlı, estetik, gözleri parlayan, şevkatli, sevgisini vermeye hazır, trendy, kültürlü kadın ideal kadınıdır. Onu her zaman kollayacak, destek olacaksanız, o da sizinle olacak.

Burçlara Göre Yeme Alışkanlıkları

Balık Burcunun Yemek Zevki: Balık burcunda doğanlar için yemeğin lezzeti kadar sunumu da önemlidir. 2008 yılında diyet yapmaya niyetiniz varsa, katı bir programı tercih etmeyin. Yüksek proteinli, düşük yağ ve şeker içeren bir diyet uyguladığınız zaman kendinizi çok daha iyi hissedersiniz. Ancak yine de bir uzmana danışmayı ihmal etmeyin.Bu burcun besin programında zengin demir içeren karaciğer, yağsız kuzu eti, yumurta sarısı, midye, ıspanak, soğan, arpa, marul, buğday ekmeği, kuru fasülye, kuşkonmaz, elme, üzüm, portakal, şeftali, hurma, kuru erik ve üzüm sıklıkla yer alır… Limon ise bu burcun olmazsa olmazı…
Kova Burcunun Yemek Zevki: Hayatın her alanında olduğu gibi Kova burcunda doğanlar mutfak söz konusu olduğunda da yenilikçi bir yemek tarzını benimser ve mutlaka oldukça pratik hareket eder.Vücudunuzun bolca C vitaminine ihtiyacı var, dolayısıyla taze meyveleri 2008 yılında her zamankinden daha fazla tüketmelisiniz. bu yıl genel alışkanlıklarınız dışında farklı besin alışkanlıklarına yönelim gösterebilirsiniz, bu durum sizi şaşırtmasın. Yapmanız gereken sadece vücudunuzun istekleri doğrultusunda hareket etmek…
Oğlak Burcunun Yemek Zevki: Oğlak burçları 2008 yılında öğün atlamamaya özen göstermeli… Vücudunuzun vitamin ve minerallerden oluşan geniş bir besin karışımına ihtiyacı var ve öğün atlamak sizede sıkıntı yaratır. Lahana, kereviz, yağsız etler, limon, portakal, inek sütü, her türlü peynir, yumurta, balık, buğday, mısır ve defne yaprağı ve incir Oğlaklar’ın öğünlerde tüketmeye özen gösterdiği besinlerden…
Yay Burcunun Yemek Zevki: Yerinde duramayan ve hareketsiz durmaktan nefret eden Yay burçları yedikleri yemekleri yakmakta hiç zorluk çekmezler. 2008 yılında gribal enfeksiyonlara karşı dikkatli olmalısınız, ancak endişelenmeyin pozitif enerjinizle hastalıklardan kolayca sıyrılır ve iyi görünümünüze hızlı bir şekilde kavuşabilirsiniz, tabii bu enerjiyi dengeli ve sağlıklı besinlerle destekleyerek…Yay burcunda doğanlar çiğ sebze, yeşil biber, patates, incir, kuru erik, çilek , elma ve armutu tüketmekten büyük zevk duyarlar. özellikle enginar ve fesleğenden vazgeçemezler!
Akrep Burcunun Yemek Zevki: Mükemmeliyetçi tavrınız yemek konusunda da o kadar ön planda ki, eğer yemeğiniz istediğiniz sunum ve lezzette değilse, aç kalmayı bile göze alabilirsiniz. 2008 yılında ağır akşam yemeklerinden kaçınmanızı öneriyoruz. Öğün atlamayın.2008 yılında doğru beslenme Akrep burcunda doğanların gerginliğini alıp götürecek.Tahıllardan yapımış ekmekler, balık ve deniz ürünleri, mantar, yeşil salata, soğan, sarımsak, kırmızı turp, taze meyve ve sebzeler içeren bir beslenme anlayışı tam Akrep burçlarına göre…
Terazi Burcunun Yemek Zevki: Dengeyi temsil eden Terazi burcu hayatın her alanında olduğu gibi yemek konusunda da oldukça dengeli… Bu içgüdü sayesinde ne zaman kilo almaya başladığınızı hissetseniz, hiç düşünmeden frene basabilme kapasitesine sahipsiniz. 2008 yılında da aynı dengeli tutumu devam ettirmeye özen gösterin. Bu arada Terazi burçları romantik akşam yemeklerine bayılır, aklınızda bulunsun…Bezelye, mısır, havuç, ıspanak, buğday, yulaf unu, elma, çilek ve yaban mersini gibi kırmızı meyveler, peynir, badem ve kuru üzüm Terazi burcunda doğanların mutfağından eksik etmedikleri besinler.
Başak Burcunun Yemek Zevki: Başak burcu her ne kadar yemek alışkanlıklarını akılcı ve dengeli bir çizgide tutmayı prensip edinse de, söz konusu çikolata olduğunda akan sular duruyor. Ancak 2008 yılında şekerleme ve çikolata tüketimini azaltmalısınız. Sağlığınız açısından bu yıl daha kontrollü davranmanız gerekiyor.Buğday, çavdar, yağsız kuzu eti, peynir, zeytin, portakal, limon, kavun, elma, armut, domates Başak burcunun sık tükettiği besinler arasında… Başak burcunun yönetici gezegeni olan Mekür tarafından korunan otlar ve bitkiler; özellikle fesleğen yemeklere lezzet katmak için bu burcun en çok tercih ettiği ot…Aslan Burcunun Yemek Zevki: Aslan burcu için yemek yemek gerçek bir keyif… 2008 yılında da güzel lokantalar, nefis yemekler bu burç için gündemde olacak. Vücudunuza önem verdiğiniz için diyet yapmakta son derece başarılısınız. Üstelik iradeniz de oldukça kuvvetli…Bu burcun yemek listesine gelince; deniz mahsulleri, et, tavuk, çiğ yumurta sarısı, kereviz, elma, incir, şeftali, sarmısak, limon, ve badem ilk sıraları paylaşıyor.Aslan burcunu etkisi altına alan aromatik baharat ise safran… Safranın tatlandırdığı yemekler mönülerin vazgeçilmezi.
Yengeç Burcunun Yemek Zevki: Yengeç burcunun duygusal yapısı beslenme alışkanlıklarınıda etkiliyor. Üzüldükçe böreklere, keklere, dondurma ve şekerlemelere saldırıyorsunuz;ancak 2008 yılında bu alışkanlığınızdan vazgeçip beslenmenize daha çok dikkat etmelisiniz. Midenizin çok hassas olduğunu unutmayın.Yengeç burcunda doğanlar süt, bolca peynir, yoğurt, kıvırcık lahana, domates, salata ve marul, bol miktarda taze sebzeyi sofralarından eksik etmezler. Adaçayı ve ceviz Yengeçleri’in cilt mide sağlığı açısından oldukça faydalı…
İkizler Burcunun Yemek Zevki: İkizler burcuna 2008 yılında az, ama sık yemeyi prensip haline getirmelerini tavsiye ediyoruz. Burcunuzun genel özelliği olan acelecilik yemek alışkanlıklarınızı da etkiliyor.Yemek yerken acele etmemeye ve besinleri iyice çiğneyerek tüketmeye özen gösterin.Tavuk, balık, tereyağı, köy peyniri, havuç, portakal, greyfurt, şeftali, erik, üzüm suyu, üzüm, fesleğen ve maydanoz tek başına veya öğünlerin içinde, İkizler burcunda doğanlar tarafından sık tüketilen besinlerden… İkizler, şifalı bitkilerden yaptıkları çayların huzurlu bir hayat için önemini bilerek, bu çayları çok tüketir.
Boğa Burcunun Yemek Zevki: Yemek için doğan bir burç olan Boğalar 2008 yılında da kilolarına çok dikkat etmeli… 2008 yılı diyetinizi düşük nişasta , yağ ve şeker içeren besinler üzerine kurmanızı tavsiye ederiz. Kendinizi iyi hissetmek için bolca suya ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Doğal iyot içeren besinler, yumurta, karaciğer, buğday, ıspanak, nane ve pancar, taze meyve ve yeşil salata Boğa burcunda doğanların besin listesindeki tercihleri arasında…Su bakımından oldukça zengin bir sebze olan pırasa, kilo problemi ile savaşırken Boğa burcunda doğanlara yardımcı olacak en önemli besinlerden…
Koç Burcunun Yemek Zevki: Zodyak kuşağının ilk burcu olan Koç burcunda doğanlar abur cubur yemeğe son derece meraklı… Ancak en belirgin özelliği aklına koyduğunu yapmak olan Koç burçları 2008 yılında abur cuburdan vazgeçip sağlıklı beslenmeye ağırlık vermeli… Bu arada dolaşım sisteminizin dengeli akışını sağlamak için, günde 8 bardak su içmeyi unutmayın.Yönetici gezegeni Pluton ve Mars olan Koç burcunda doğanlar bu gezegenlerin hakim olduğu dönemde yetişmiş otlar ve sebzelerle beslenmeyi severler. Domates, patates, soğan, kuru fasülye, mercimek, karnıbahar, marul, yeşil salata, ıspanak, turp, pirinç, zeytin, elma, bal kabağı, kestane, ceviz gibi besinler Koç burcunda doğanların haftalık beslenme programına dahil ettikleri besinlerdir…

25 Aralık 2008 Perşembe

Faydalı Bir Tarif

Prof.Dr. Ahmet Maranki'nin tavsiye ettiği doğal antibiyotik tarifi :
Malzemeler:
1 baş sarımsak
Yarım limon
Yarım litre su
Cam kavanoz
alüminyum folyo
Hazırlanışı: 500 CC (yarım litre) kaynatılmış soğumuş suyu cam bir kavanoza koyduktan sonra içine kabukları soyulmuş bir baş sarımsak, yarım limonu kabuğuyla dilim dilim doğrayıp atın.
Kapağını kapattıktan sonra (aluminyum folyoyla sararak ışık almasını engelleyebilirsiniz) karanlık bir ortamda 4 gün bekletin. Dört gün beklettikten sonra içinden posasını alın.
Her kışa girerken bir kaç defa bu doğal antibiyotiği tekrarlarsanız bağışıklık sisteminiz güçlü olur.
Kullanımı: Her yemekten 15 dakika önce aç karnına bir yemek kaşığı içebilirsiniz.
Dışarıdan gelen mikrop ve virüslere karşı etkilidir.Hiç bir yan etkisi de yoktur. Limonu hayatınızdan çıkartmayın.
Tarif bir kişiliktir. Daha fazla su ve ölçüyle de yapabilirsiniz.

Tabii bu tür tarifleri, bir doktora danıştıktan sonra kullanmak gerekir. Bunu unutmamalıyız.

23 Aralık 2008 Salı

Şifalı Papatya Çayı


Yorgun ve sinirli misiniz ya da mideniz mi ağrıyor, gaz sancısı mı çekiyorsunuz? Bir tatlı kaşığı papatyayı, kaynatmadan bir bardak sıcak suda haşlayıp içine de bir çay kaşığı veya tatlı kaşığı bal atıp biraz ılıtıp içerseniz, çok iyi gelecektir...
Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine kullanmaya başladım, çok memnun kaldım (Teşekkürler Belginciğim).
Kuru papatya ile uğraşamam, hazır poşet çay kullanırım diyorsanız, o da olur. Ama kuru papatyadan yapacağım çayın daha faydalı olacağını düşündüğüm için, ben poşet papatya çayını pek tercih etmiyorum.

Burçlara Göre Hediye Seçimi

Yeni yıla çok az kaldı, kime ne hediye alacağım telaşı yaşamaya başladıysanız, bu yazıyı okumanızda fayda var bence.

Hangi burç için hangi tür hediyeler uygundur?
KOÇ
Zodyak'ın ilk burcu olan coşkulu, sabırsız Koç’un biraz abartılı zevkleri vardır. Onlara daha sonra kullanılacak değil de hemen kullanabilecekleri bir armağan seçmelisin. Kırmızı, sarı gibi canlı renkli bir kazak, bluz, atkı, sıradan olmayan bir kravat, kemer, eşofman türü giysiler alabilirsin. Bir de arabaları onların hayatlarının bir parçası olduğu için her çeşit otomobil aksesuarı düşünebilirsin. Telesekreter, walkman, teyp, kahve makinesi gibi günlük hayatlarını kolaylaştıracak hediyelere de bayılırlar.
BOĞA
Rahatına, evine, maddeye düşkün, ama doğallığa önem veren Boğalar’a sağlam, dayanıklı ev eşyaları, hediye çeki, güzel akşam yemeği daveti çok uygundur. Dokunma duyguları çok gelişmiş olduğundan ipek, kadife, yün gibi kumaşlardan yapılmış giysileri de çok beğenirler ve renk olarak yeşil, mavi, toprak renklerini tercih ederler. Her çeşit saksı ve balkon bitkileri, bir kutu çikolata, egzotik bir parfüm, çeşitli biblo ve heykellerden de hoşlanırlar.
İKİZLER
Günü gününe uymayan, değişken İkizler’e pratik yaşamı kolaylaştıran her tür eşyayı düşünebilirsin. Hemen her şeye ilgi duyduklarından onlara hediye seçmek kolaydır. Rahat spor giysiler, modern aksesuarlar ve takılar, sevimli oyuncaklar, popüler kitaplar onlara göredir. Taşınabilir satranç takımı veya bilgisayar oyunları da ilgilerini çekecektir.
YENGEÇ
Evine düşkün, duygusal Yengeçler’in kalplerine armağan olarak kendin girebilirsin, hatırlanmak bile çok hoşuna gidecektir. Onu evinde bir yemeğe davet etmen Yengeç’i sonsuz mutlu eder. Hediye olaraksa odası için ahşap, sevimli eşyalar, gümüş bir çerçeve veya ayna, mutfağı için pratik aksesuarlar seçmen çok yerinde olur. Biyografi, tarih, yemek, dekorasyon kitapları, uzun kış gecelerinde battaniyesinin altına kıvrılıp izleyebileceği filmler, otantik müzik albümleri de çok uygundur.
ASLAN
Klas olan şeylere bayılan Aslanlar’a alacağın armağanı yaldızlı bir kağıda sarmalısın, onlar gösterişli ve havalı şeyleri severler. Kaliteli parfüm ve kozmetik ürünleri, markalı giysiler, spor çantalar, değerli anahtarlıklar, elektronik eşyalar Aslan burçları için ideal hediyelerdir. Tüm sıcak ve canlı renkleri severler. Sanata da düşkün oldukları için havalı sanat kitapları, sanat objeleri çok hoşlarına gidecektir.
BAŞAK
Titiz Başaklar için hediye değerli ve kullanışlı olmalıdır. Giyimde pahalı, fakat sade olanları tercih ederler. İpek fularları, pahalı kazakları, süveterleri, gömlekleri çok beğenirler. Ayrıca her çeşit saksı ve balkon bitkileri, çok amaçlı çantalar, sağlıkla ilgili kitap ve ürünler, hobileri için alacağın her şey, onları mutlu eder.
TERAZİ
Güzel olan her şeye bayılan, zarif Terazi’ye hediye alacaksan, antikacı mağazaları ve egzotik eşya satan yerleri dolaşman uygun olur. Değişik biblolar, pahalı takılar, biraz cesur kesimli, iddialı, hatta deri kıyafetler, şık örtüler, kaliteli makyaj malzemeleri ve bakım kremleri onlara göredir. Aslında imkanın olsa gidiş-dönüş Paris biletine bayılırlar, ama biraz pahalıya patlar tabii.
AKREP
Gizemli ve karizmatik Akrepler’e armağan seçmek zordur, kişisel meraklarını ve ilgilerini araştırmalısın. İlginç takı ve mücevherlerden, mesela siyah bir inci kolyeden hoşlanır. Kırmızı karanfil, ateş çiçeği ya da kırmızı güllerden bir demet de sunabilirsin. Kırmızı ve siyah renkler ağırlıklı olmak kaydıyla iç çamaşırları, eşarplar, gece elbiseleri, gömlekler de hoşlarına gider. Doğaüstü, parapsikolojik konularla ilgili kitaplar da tam onlara göredir.
YAY
Gezgin, maceraperest, daima genç ruhlu Yaylar birçok konuya ilgi duyarlar. Gezi kitapları, bilgisayar oyunları, scrabble, monopoly, tabu gibi eğlenceli oyunlar, şaka malzemeleri onlar için idealdir. Giysi düşünüyorsan koyu lacivert ve moru tercih etmelisin. Bu burcun insanları, hayvanları da çok sever. Evi müsaitse küçük bir kedi yavrusu, kuş ya da balık akvaryumu, eğer zaten bir hayvanı varsa, onun için sevimli aksesuarlar hediye edebilirsin.
OĞLAK
Tutarlı ve kuralcı Oğlak burçlarına kullanışlı ve uzun zaman işine yarayacak şeyler düşünmelisin. Her tür kırtasiye ürünü, büro malzemesi hoşlarına gidecektir. Her ortamda ciddi ve uyumlu giyinirler, aman leopar desenli gömlek alma. Renklerden kahverenginin tüm tonlarını ve yeşili severler. Ayrıca deri cüzdan, kaliteli bir satranç takımı, şık bir fotoğraf albümü onlara uygun hediyelerdir.
KOVA
Entelektüel ve renkli kişilik sahibi Kovalar’a özellikle zeka ile ilgili armağanlar seçmen gerek. Son model hesap makineleri, masa üstü ve büro malzemeleri, her çeşit elektronik eşya, son çıkan parfümler, modern fotoğraflar, fazla tanınmamış ilginç grupların albümleri, değişik biblolar, bilim kurgu, fantastik, uzay veya astronomi ile ilgili kitaplar hediye edebilirsin. Alışılmadık bir giyim tarzları vardır, sade ama tuhaf giysiler tam onlara göredir. Renk olarak mavi, siyah, beyaz, gri seçebilirsin.
BALIK
Yumuşak ve hassas Balıklar’ın güzellik ve estetik duygusu çok gelişmiştir. Gümüş takılara, romantik hediyelere bayılırlar. Hele de çok ilgi duyduğu konuyla ilgili özel bir hediye alırsan sonsuza dek seni unutmaz. İpekli ve saten iç çamaşırları, gecelikler, zarif kupalar, meditasyon ve yoga kitapları, akvaryum, film cdleri, deniz ve su manzaralı tablolar, denizcilikle ilgili her çeşit aksesuar, mesela odasına asabileceği bir denizci feneri Balıklar’ı çok etkiler.

22 Aralık 2008 Pazartesi

Sonbahar

Birçok festivale katılan ve 15.Altın Koza Film Festivali En İyi Film, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ve Jüri Özel ödülleri başta olmak üzere, birçok yerli ve yabancı festivalden ödülle dönen Sonbahar, 19 Aralık'ta gösterime girdi.
Özcan Alper'in senaryosunu yazdığı ve yönettiği sonbahar, sinemacının ilk filmi olma özelliğini de taşıyor. Başrollerinde Onur Saylak ve Megi Aboulzade'nin oynadığı film, ölümcül bir hastalığa yakalanan ve bu nedenle, 12 yıldır yattığı cezaevinden salınan Yusuf'un Çamlıhemşin-Fırtına Vadisi’ndeki köyüne, yaşlı annesinin yanına dönüşü ve sonrasındakileri çok etkileyici bir anlatımla yansıtıyor.
(Ben filmi henüz izlemedim, bu ve bunu gibi yorumları okudukça, bu filmi çok merak ettim. Mutlaka izleyeceğim. Sizlere de tavsiye ederim...)

21 Aralık 2008 Pazar

Yeşil Papağan Limited Şirketi

Yıllar önce İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda izlemiştim Yeşil Papağan Limited Şirketi'ni. Memet Baydur'un bu eserinde, rahmetli Mümtaz Sevinç oynuyordu. Toplumun çok farklı kesimlerinden insanlarla, mafya arasındaki ilişkileri irdeleyen bir oyun. Çok çok güzeldi, çok etkilenmiştim. Şimdi, Sadri Alışık Tiyatrosu sahneye koyuyor oyunu. Henüz izlemedim, ama çok isterim izlemeyi.
Bugün Pazar, İstanbul'da oturuyorsanız ve daha önceden verilmiş bir sözünüz yoksa, gidin izleyin bence bu etkileyici oyunu.
Yönetmenliğini Yiğit Sertdemir'in yaptığı oyunda Çolpan İlhan, Ahmet Saraçoğlu, Yusuf Atala, Ali Yaylı ve Tuncer Yenice rol alıyor.
Ahmet Saraçoğlu'nu Yaprak Dökümü'nde Tahsin rolüyle izliyoruz. Yusuf Atala ise,yine aynı dizide çok konuşan ama çok iyi kalpli kahveci rolüyle, her Çarşamba akşamı evlerimize konuk oluyor...
Yeşil Papağan Limited Şirketi, bugün (Pazar) saat 15.30'da Sadri Alışık Tiyatrosu'nda (tel: 0212 292 39 19-20).
Yarın (Pazartesi) ise saat 20.30'da Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi'nde izleyebilirsiniz (tel: 0212 661 38 95).

Güzel Dudaklar İçin

Makyajla ilgili okuduğum bir yazıdan edindiğim bu bilgileri sizlerle paylaşmak istedim. Benim işime yarayacak, size de faydası olabilir diye düşündüm.:)
Rujunuzu dudak şeklinize göre sürün
Çoğu kadın, dolgun, dikkat çekici dudaklara sahip olmak ister. Dudaklarımızın istediğimiz gibi güzel güzel görünmesi için, birkaç noktaya dikkat etmemiz yeterli aslında. Ruj ve dudak kalemimizi sürerken, dudağımızın şeklini göz önüne almalıyız.
Siz de benim gibi ince duaklara sahipseniz, dudak kalemini doğal dudak çizgisinin biraz üstüne doğru uygulamalısınız. Böylece dudağınız olduğundan daha kalın görünecektir. Ruj seçerken de parlak renkleri tercih ederseniz, dudaklarınızın olduğundan daha dolgun görünmesini sağlayabilirsiniz. Baz olarak şeffaf bir parlatıcı kullanıp ardından da ruj sürmenin dudakları dolgun gösterecek doğru bir uygulama olduğunu söylüyor uzmanlar.
Eğer dudaklarınız çok kalın ise, dudak kalemini, dudak çizgisinin biraz içine doğru uygulayarak, dudağınızı biraz inceltmiş olursunuz. Rujunuzu da parlak olmayan, koyu renklerden seçmelisiniz.
Simetrik olmayan dudaklar için yapılması gereken ise, istediğiniz biçimi kalem ile vemek. Kalemin renginin belli olmaması için de, dudak kaleminin, ruj ile birlikte dağılmasını sağlamalısınız.

20 Aralık 2008 Cumartesi

Yedi Tepeli Aşk

Bugün, Şehir Tiyatroları Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde 'Yedi Tepeli Aşk'adlı oyunu izledim.
Türk Edebiyatının beş kadın yazarının, beş hikayesinden oluşan oyun etkileyiciydi. Her hikayenin baş kahramanı olan kadının ağzından dinliyoruz, hikayesini. Herbiri İstanbul'un farklı köşelerinden, farklı yaşam biçimlerinden beş kadının, gerek İstanbul'a duydukları sevgi, gerekse hayatlarındaki erkeğe, erkeklere duydukları aşkın hikayeleri ve yaşanmışlıkları, yaşanmamışlıkları ile herbiri kendilerine göre birer dünya olan kadınlar. Bizlerden, herbirimizden bahsediyor oyun. Kadınlar ve hayat, kadınlar ve şehir...
Oyunculuklar da gayet iyiydi bence. Öykülerden birinde Hasibe Eren vardı, hani Avrupa Yakası'nda Makbule olarak ekranlara gelen; ben sahnede daha çok seviyorum onu. Diğer oyuncuları ne yazık ki, ismen bilmiyorum ama, başka oyunlardan tanıyorum.
Ben çok beğendim bu naif, kırılgan hikayeli oyunu...Sizler de izleyin bence.

Arog

Dün akşam Arog'u izledim. Uzun zamandır merakla beklenen Cem Yılmaz filmini izleyenlerin bir kısmı, çok beğendiklerini, çok eğlendiklerini söylüyorlardı, bir kısmı ise, umduklarını bulamadıklarını, hiç gülemediklerini söylüyorlar, hayal kırıklıklarını ifade ediyorlardı. Acaba ben hangi gruba dahil olacağım, diyerek gittim sinemaya.
Ben Arog'u beğendim. Gora'dan daha iyi bir film olmuş bence. Cem Yılmaz esprilerine çılgınca gülmeyi bekleyerek gitmediğim için herhalde, gayet eğlenceli geldi film, mizah gayet dozundaydı. Efektler, kostümler, tüm tasarımlar başarılıydı; çok para harcanmış, çok özenilmiş, güzel bir eğlencelikti film. Konusu ve tarzı itibariyle filmden çıktıktan yarım saat sonra, hiçbir etkisi kalmıyordu üzerinizde, ama bu zaten beklediğimiz birşey, adı üstünde, komedi-macera filmi...
Hafif şeyler, eğlenceli şeyler izlemeyi seviyorsanız, pahalı, gösterişli bir Türk filmi izlemek istiyorsanız, izleyin derim Arog'u...

Haftasonu Tiyatro

Haftasonunu tiyatroyla değerlendirmek isteyen İstanbul'lular için birkaç seçenek:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda bu haftasonu: -Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde 'Üç Kızkardeş' adlı Çehov oyununu izleyebilirsiniz.
-Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi'nde ise yine Çehov'un en güzel oyunlarından biri, 'Vişne Bahçesi' tiyatroseverlerle buluşuyor.
-Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde 'Balıkesir Muhasebecisi'ni,
-Ümraniye Sahnesi'nde İstanbul Efendisi'ni,
-Kağıthane Sadabat Sahnesi'nde 'Kırmızı Pazartesi'yi ve
-Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde de 'Yedi Tepeli Aşk'ı izleyebilirsiniz.
Not: Ben bugün Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde 'Yedi Tepeli Aşk' adlı oyunu izledim ve çok beğendim.

İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda ise, bu haftasonu şu oyunları izleyebilirsiniz:
Şişli Cevahir Sahnesi'nde 'Bir Şehnaz Oyun', Şişli Cevahir Genç Kuşak Sahnesi'nde 'Değiştirilmiş Çocuk' adlı çocuk oyunu, Beykoz Feridun Karakaya Sahnesi'nde 'Sokrates'in Son Gecesi'.

17 Aralık 2008 Çarşamba

Gripten Korunmanın Yolları

Kış mevsiminin hüküm sürdüğü bu günlerde, gribal enfeksiyonlarda da artış görülüyor,her sene olduğu gibi. Uzmanlar gripten korunmak için, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Bunun için de, dengeli beslenmeye önem verilmesi, uyku düzenine dikkat edilmesi gerekiyor. Bunun dışında ani sıcaklık değişikliklerine maruz kalmamak( soğuk ortamdan, birden çok sıcağa geçmemek gibi), gripli kişilerle yakın temasta bulunmamak, mikroplara solunumla maruz kalmamak için, kapalı mekanların sık sık havalandırılması, ellerin sık sık sabunlu suyla yıkanması gibi koruyucu önlemleri uygulamak önem taşıyor.
Gribal enfeksiyona yakalandıktan sonra ise yapılması gerken en önemli şey, istirahat. Beslenmeye dikkat ederek bir haftalık bir istirahatle gribal enfeksiyonları hafif şekilde atlatmak mümkün. Uzmanlar, gribal rahatsızlıkların normal süresinin bir hafta olduğunu, ama kişide başka hastalıklar, bağışıklık sistemini zayıf düşüren başka rahatsızlıklar varsa, bu sürenin uzayabileceğini, daha dikkatli bir bakım gerektireceğini söylüyorlar. Ve özellikle de yaşlıların, kalp, böbrek, şeker hastaları ve bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle zayıf olan kişilerin, gripten korunmaya daha fazla özen göstermelerini ve grip aşısı yaptırmalarını öneriyorlar.

'Emel'in ''Oh be'' Köftesi'











Çok güzel bir köfte tarifini paylaşacağım sizlerle. Adı 'Emel'in Oh be'' Köftesi'.
Adından da belli olduğu gibi, bir arkadaşımın, Emel'in tarifi:)
Tarif de, fotoğraf da Emel'den. Köfteyi yapmış, benim isteğim üzerine fotoğrafını da çekip tarifle birlikte bana yollamış. Sağolsun, var olsun. Ben deneyeceğim, umarım sizler de dener ve beğenirsiniz...
Yarım kilo hiç yağsız dana kıyma. 1-2 yumurta (tercihe göre)1 tatlı kaşığı kimyon (ya da ağız tadınıza göre). 1 çay kaşığı karabiber (ya da ağız tadınıza göre).1 tatlı kaşığı pul biber (ya da ağız tadınıza göre).2 dilim bayat ekmek veya o nispette galeta robotta çekilecek.(Ben galeta kullanıyorum)Ağız tadınıza göre tuz. 1 büyük kurusoğan. Yarım demet maydanoz, ince doğranmış. Malzemeyi yoğurup, cevizin yarısı büyüklüğünde yuvarlak köfteler yapın. Çok az sıvıyağda kızartın. Bir yanda da 3 büyük yeşil biberi çok az sıvıyağda öldürün. İçine küp küp doğranmış domatesleri de atıp menemen gibi pişirin. En son bir miktar doğranmış maydanozu ve pişirdiğiniz köfteleri de atıp birlikte 1-2 dakika pişirin. Sonra buharı tüten sıcacık ekmeğin arasına döşeyip yeyin. Afiyet olsun.

Lahana Kürü

Arkadaşım Emel'in uyguladığı beyaz lahana kürünü paylaşmak istedim sizlerle. Kendisinin cümleleriyle aktarayım:
''Beyaz lahana kürü, hem ödem atmaya yarıyor, hem vücuttaki antioksidan maddelerden kurtulmaya, hem de zayıflama reçetesi olarak kullanılıyor. Ayrıca, mideye, mide yaralarına da iyi geliyor.
Marketlerde satılan ufak lahanalar değil, iri, en dış yaprakları yeşilimsi olan lahanalar tercih edilecek. 3 yaprak lahana yıkanıp 750 ml. kaynamış suya atılıp 5 dk. haşlanır. 20 sap kadar hormonsuz (Boyları 40 cm.) olmayan maydanozlardan ilave edilir. Birlikte 3 dk. daha kaynadıktan sonra, altı kapatılır. Kapağı kapalı halde ılımaya bırakılır. Suyu 3'e bölünüp, yemeklerden önce içilir. Karna gaz sancısı yapmaması için, içmeden önced limon sıkmakta fayda var. Hem de tadı daha içilebilir oluyor. Lahanalarını da atmayıp yeyin.
Şöyle ki; 7 gün kür uygulanıyor. 3 gün ara verip tekrar 7 gün; bu şekilde 3 kez tekrarlanıyor. Toplam 21 gün ediyor. 10 gün ara verilip tekrar 21 günlük kür uygulanıyor. Lahana suyunun tadı sanıldığı gibi kötü değil. Ben severek içiyorum. Hele limonla çok daha iyi oluyor.''

Teşekkürler Emel!..

15 Aralık 2008 Pazartesi

Osmanlı Cumhuriyeti

Kimisi çok beğenmiş, kimisi sıkılmış izlerken, kimisi de Ata Demirer'i izleyip kahkahalarla gülmeyi bekleyerek girdiği için salona, hayal kırıklığıyla çıkmış sinemadan. Merak ettim, ben de bir izleyeyim dedim. Ben beğendim Osmanlı Cumhuriyeti'ni. Bir kere gerçekten, Ata Demirer komedisi izlemek için gidecekseniz, gitmeyin Osmanlı Cumhuriyeti'ne. Daha farklı birşey izleyeceksiniz çünkü.
Gani Müjde, oldum olası sorulan bir soruyu, 'Atatürk olmasaydı ne olurduk, halimiz nice olurdu' sorusunu, mizahi öğeler taşıyan bir fantaziyle, kah gülümseten, kah iğneleyen, acıtan bir masalla cevaplamış. Çok da güzel birşey yapmış. Aklına, yüreğine sağlık Gani Müjde'nin.
Filmi genel olarak başarılı buldum, bazı sahnelerde tempo düşüyor, akıcılık azalıyordu, ama sıkıcı olmuyordu, biraz sonra toparlıyordu kendini. Oyuncu seçimi de doğru bence, Ata Demirer böyle bir masala gayet uygun düşmüş, 7. Osman olarak benimsiyorsunuz onu, acizliğine, zavallılığına hem kızıyorsunuz hem acıyorsunuz, o kocaman cüssede bir çocuk beceriksizliğiyle yaşayan yenilmiş bir padişah, verilmek istenen mesajı, yaratılmak istenen hissi, fiziği ve oyunuyla bütünleştirerek başarılı bir şekilde veriyor Ata Demirer. Diğer oyuncular için de aynı şeyi söylemek mümkün sanırım. Padişahın aşık olduğu genç kadın olarak Vildan Atasever başarılı sayılır, padişahın en güvenilir adamı, sırdaşı Yadigar rolünde Sümer Tilmaç çok iyi. Eskiyi ve günümüzü bir araya getirmeye çalışan atmosferi, nostaljik bir hava estiren, geçmişe özlem uyandıran güzel İstanbul manzaralarıyla da izlemesi hoş bir film.
Ben filmi beğendim, siz de gidip izleyin bence. En azından güzel, iyi niyetli bir çabayı takdir etmiş olursunuz; siz de benim gibi, biraz gülümser, biraz da düşünürsünüz...

Vicdan

Film eleştirisi, yorumu yapmışken bir süre önce izlediğim Vicdan'dan da bahsetmek istiyorum. Gerçekten etkileyici bir film, sert bir film Vicdan. Nurgül Yeşilçay, Murat Han ve Tülin Özen, üçü de gerçekten çok iyilerdi bence. İzlemesi çok kolay olmayan, sert, karanlık, rahatsız edici bir filmi, oyunculuklarıyla ışıldatıyor üç oyuncu da. Aslında, birbirine içten içe düşman olan, olması da beklenen iki kadının çılgın, çocukça dostluğu, erkeğin bu dostluk karşısındaki şaşkınlığı ve gittikçe artan öfkesi, ihanet, sevgi ve zorbalık, sadece sevgi ve sığınacak bir dal arayan kadının çaresiz ve umursamaz öfkesi...Çok etkileyici öğelerle dolu sarsıcı bir film...İki ölüm, cinayet sahnesi de çok etkileyici ve şaşırtıcı şekilde konmuş filmin içine. Ve son sahnede Nurgül Yeşilçay'ın bakışı, ne kadar çok şey var içinde...Gerçekten iyi bir film bence...

Issız Adam

Sonunda ben de izledim Issız Adam'ı!..Ne filmmiş, ne kadar çok sözü edildi. Çok şey dinleyip çok şey okudum hakkında, izlemeden izlemiş kadar oldum. Buna rağmen, gidip izleme hevesim sönmedi, izledim geçen akşam. Güzel bir filmdi. Çağan Irmak filmi olduğu belli oluyordu, özenle çalışılmış, içten, etkileyici; konu güzel, başarılı işlenmiş, oyuncular iyi, müzikler harika...Neden bu kadar çok konuşulmuştu bu film hakkında, neden bu kadar çok gözyaşı dökmüştü hemcinslerimiz, bunu düşündüm çıkışta. Çünkü Çağan Irmak, yine hayattan çok önemli bir noktayı alıp filminin konusu yapmıştı. Kadın erkek ilişkilerindeki çok önemli bir sorun, korku, ve kaçma. Erkek kahramanımız çok bilindik bir erkek tipini simgeliyordu, karşı cinsle ilişkilerini daha çok cinsellik üzerine kuran, duygularını ancak yüzeysel yaşayabilen, sıra aşk, sevgi, beklenti, bağlılık, sorumluluk gibi şeyleri içeren bir ilişkiye geldiğinde korkup kaçan erkek tipi. Kahramanımız gibi uç noktada yaşaması gerekmiyor özel hayatını ve cinselliğini, çevremizde o kadar çok 'Issız Adam' var ki, hepimiz mutlaka tanımışızdır böyle birini, kimimizin erkek arkadaşı olmuştur bir dönem, kimimizin erkek kardeşi veya terkedip giden babası böyle biridir veya sevdiğimiz bir kız arkadaşımız böyle birinin acısını çekmiştir. Çoğumuz buna ağladık bence, hepimizin içinde gizli bir yerlerde bir 'Ada' olduğu için ağladık...
Çağan Irmak'ın yüreğine ve aklına sağlık, böyle güzel bir film yaptığı ve ayrıca herbirimizi kendi ıssızlığımızla böyle ustaca ve nazikçe, birkez daha yüzleştirdiği için...

13 Aralık 2008 Cumartesi

Güzel Bir Tatlı

Arkadaşım Reyhan'dan aldım bu tatlı tarifini.
Sibel Can Göbeği'ymiş adı...
Malzemeler: 1 çay bardağı yoğurt, 1 çay bardağı çiçekyağ ( az dolu ), 1yumurta, 1 su bardağı irmik, 1 su bardağı un, 1 kabartma tozu ve vanilya.
Yapılışı : Yoğurt, yağ, yumurta iyice çırpılır.Un ve irmik, en son kabartma tozu ve vanilya ile birlikte yoğurulur. Tatlılar kurabiye gibi yuvarlanır. Üzerlerine birer tane fındık koyulur. Orta ateşli fırında pişirilir.
Şerbeti : 2 su bardağı şeker, 2 su bardağı su.
Suyun içinde şeker iyice karıştırılarak eritilir. Ama şerbet hiç kaynatılmaz. Tatlılar fırından çıkınca sıcakken, şerbet soğuk dökülür. Tatlı şerbeti içince, buzdolabında saklanır. Afiyet olsun...

Yağlı Saçlara

Saçlarınız çok yağlıysa, hemen kirlenip yapış yapış görünüyorsa, kekik suyuyla yapılmış losyondan faydalanabilirsiniz...
Bir kahve fincanı elma sirkesi, bir yemek kaşığı kekik suyu ve bir çay kaşığı tuzu, bir su bardağında karıştırın. Saçınızı yıkadıktan sonra, saç diplerine sürün. Ilık bir havlu sarıp iki saat bekletin, sonra durulayın. Bu işlemi, haftada bir tekrarlayın, faydasını göreceksiniz.

11 Aralık 2008 Perşembe

Artvin - Sakalar

Ne güzel bir manzara, dağların, tepelerin kucağında evler, gökyüzü, dağlar, yeşillik...
Burası Artvin Sakalar Köyü. Bir arkadaşım buraya öğretmen olarak atandı. Gencecik bir bayan öğretmen. Karşılaştığı tüm zorluklara rağmen, heyecanla, hevesle işini yapmaya kararlı. Ne güzel. Ne mutlu ona. Ne mutlu bize. Pırıl pırıl gençlerimizin, öğretmenlerimizin kıymetini bilelim, ne zorluklara katlandıklarını düşünelim biraz...

Artvin

Barajlarıyla ünlü Artvin'den bir baraj manzarası.
Bu fotoğrafı da Duygu yolladı bana. Ne güzel bir manzara değil mi?
Ülkemizin her yeri ayrı bir güzel...

8 Aralık 2008 Pazartesi

Revani

Birkaç gün önce tarifini yazdığım ve o zaman henüz denemediğim revaniyi, bu sabah yaptım. İlk kez yaptığım için iyi, olacağından pek emin değildim. Ama gerçekten güzel oldu. Fotoğrafını da çektim. Fotoğrafı bir yerde, tarifi bir yerde olmasın diye, tarifini tekrar yazıyorum buraya.
Malzemeler: 3 yumurta , 3 çay bardağı yoğurt , 3 çay bardağı şeker , 3 çaybardağı da irmik , 6 çay bardağı un, bir paket kabartma tozu.Şerbeti için de 5 su bardağı su, 4 su bardağı şeker ...İlk tarifte yağ yoktu, bir çay bardağı da sıvıyağ ekledim ben, yaparken.
Yapılışı: Önce kek yapar gibi yumurta, yoğurt, şeker çırpılıyor, irmik ilave ediliyor. Sonra un, en son da kabartma tozu ilave ediliyor, karıştırılıp hafif yağlanan tepsiye dökülüyor, fırına veriliyor. Ben fırını önceden ısıtmadım. Bir taraftan da şerbet kaynatılıyor, ılıklaşan şerbet, pişen revaninin üzerine dökülüyor. Revani de, şerbet de ılık olacak, sıcak olursa, revani hamurlaşır, lapa olur. Şerbetle ıslanan tatlımızı en son olarak, hindistan cevizi rendesiyle süslüyoruz. Daha sonra da, afiyetle yiyoruz, misafirlerimize ikram ediyoruz....

Peynirli Börek

Bu da, güzel bir peynirli börek. Bayram sabahı kahvaltıda da çok iyi gidiyor. Çok lezzetli olmuştu gerçekten...
Malzemeler: 6 adet yufka, yarım kilo beyaz peynir, bir demet maydanoz, biraz karabiber, biraz tuz, bir bardak süt, bir adet yumurta, biraz sıvıyağ, biraz tereyağı
Tepsiyi yağlıyorsunuz, tek tek tepsiye dizdiğiniz yufkaları, sütle ıslatıyorsunuz önce, sonra da peynirli harçtan serpiyorsunuz aralarına. 6 adet yufkayı böylece bitiriyorsunuz. En üstüne de bir yumurta ile bir bardak sütü karıştırıp döküyorsunuz, biraz da tereyağı serpiyorsunuz üstüne. Tereyağı böreğin üzerinin kıtır kıtır olmasını sağlıyor. Önceden ısıtılmış fırında pişiriyorsunuz böreğinizi, nefis oluyor....

Bayram Lezzeti

Bayram sofralarının, bayram ikramlarının vazgeçilmez yemeklerinden biridir zeytinyağlı yaprak sarma. Dün akşam ablamla birlikte sardık, çok lezzetli oldu. Fotoğrafını da çekip ekleyeyim dedim buraya.
Zeytinyağlı Yaprak sarma:
Malzemeler
Yarım kilo asma yaprağı (salamura)
3 bardak pirinç
3 adet soğan
1-2 yemek kaşığı dolmalık fıstık
1-2 yemek kaşığı kuru üzüm
1 yemek kaşığı kuru nane
1 su bardağı doğranmış maydanoz
2 kesme şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karabiber
1 buçuk çaybardağı sıvıyağ
1 limon
2 buçuk su bardağı sıcak su
Soğanları doğrayıp bir çay bardağı sıvıyağ ile kavurmaya başlıyoruz, dolmalık fıstığı ekliyoruz. Soğanlar pembeleşince pirinci ekliyoruz. Biraz daha kavuruyoruz. Baharatları, tuzu, şekeri, kuş üzümünü ekliyoruz, karıştırmaya devam edip maydanozu ekliyoruz. En son yarım su bardağı sıcak suyu ekliyoruz. Pirinç suyunu çekene kadar demlendiriyoruz. Tencereyi soğumaya bırakıyoruz.
Bir taraftan da asma yaprağını sıcak suda birazcık kaynatıyoruz, diriliği gidince çıkartıyoruz sudan. Yaprakları hazırladığımız içle doldurup sigara böreği şeklinde sarıyoruz. Tencerenin dibine biraz yaprak seriyoruz, üstüne de sarmaları diziyoruz. Üstüne de yarım bardak sıvıyağ ile yarım limon suyunu gezdiriyoruz. Sarmaların pişerken dağılmaması için, üzerlerine bir tabak kapatıyoruz. 2 bardak sıcak suyu da kenarından yavaş yavaş döküyoruz. pişiriyoruz. Pişerken suyu biterse, kaynamış su ekleyebiliyoruz.
Yaprak sarma, yapması zahmetli ve çok çabuk yenilip bitirilen bir yemek. Ama, iyi yapılınca öyle lezzetli oluyor ki, zahmete değiyor doğrusu....


7 Aralık 2008 Pazar

Karma Ciltler İçin Maske

Malum, yarın bayram. Biz hanımlar, özel günlerde güzelliğimize daha fazla özen gösteririz. Ben de, bayramda cildimin daha sağlıklı görünmesi için ne yapabilirim diye düşünürken, aklıma kaç sene önce öğrendiğim ve zaman zaman uyguladığım bir bakım maskesi geldi. Bu daha çok karma ciltlere uygun bir maske.
Çok da kolay; bir tatlı kaşığı yaş mayaya bir tatlı kaşığı ılık süt katıp eritin, biraz beklettikten sonra karışımı yüzünüze sürün. 20 dakika bekletip ılık su ile yıkayın. Bu maskeyi yapınca cildim canlı görünüyor, cildimin ferahladığını ve rahatladığını hissediyorum.
Sizler de, benim gibi, karma bir cilde sahipseniz, deneyebilirsiniz bu maskeyi.

Şifalı Bir Sebze:Enginar

Ülkemizde çok fazla tanınıp tüketilmediğini düşündüğüm enginarın, ne kadar sağlıklı bir sebze olduğunu okuduğumda, sizlerle de paylaşmak istedim bu bilgiyi.
Karaciğer ve kalbin en iyi dostu olan enginar, kanı temizliyor ve yorgunluğu gideriyor. Uzmanlar, enginarın beyin yorgunluğunu geçirdiğini, kalp adalelerini kuvvetlendirdiğini, üre ve kolesterolü düşürerek kalbin rahat çalışmasını sağladığını belirtiyor. Ayrıca enginarın şeker hastaları için de çok faydalı olduğu, mide ve bağırsakları dezenfekte ettiği, ishalleri geçirdiği kaydediliyor.

Yağlı Ciltler İçin

Cildiniz yağlıysa, özel bir bakıma ihtiyacı var demektir, bu konuda birçok öneride bulunulur, iki tanesini de biz verelim size...
Papatyalı tonik: Cildiniz yağlıysa, papatya ile yapılmış bir tonikten faydalanabilirsiniz.
Bir kahve fincanı demlenmiş papatya suyu, bir kahve fincanı maden suyu, bir kahve kaşığı gliserin yağı ve bir tatlı kaşığı elma sirkesini karıştırın. Elde ettiğiniz losyonu, hergün pamukla cildinize sürün. Bu, cildinizin fazla yağdan arınıp rahatlamasına ve sıkılaşmasına yardımcı olur...

Yağlı cildiniz için ayrıca salatalık-kil maskesi'nden de faydalanabilirsiniz.
Salatalık - kil maskesi: 1 adet soyulmuş salatalık, 2 yemek kaşığı kil, 5 damla jojoba yağı kullanacaksınız maskede. Salatalığı çok ince olarak rendeleyin veya robottan geçirin. Jojoba yağını ve kili ekleyip karıştırın. Yumuşak, pamuklu bir bezin arasına koyup 20 dakika kadar yüzünüzde bekletin. Cildinize uygun bir temizleme losyonu ile temizleyin. Haftada iki kez, yatmadan önce uygulayın.

Maskeliler

Geçenlerde izlediğim bir oyun da Maskeliler'di. İstanbul Şehir Tiyatrosu oyunu olan Maskeliler'in yazarı, İsrailli yazar İlan Hatsor, yönetmeni Taner Barlas. Oyun ,İsrail işgali altındaki Filistin topraklarında, üç erkek kardeşin hesaplaşmasını konu ediyor. Trajik bir oyun; savaşın insanları ne hale getirdiğini, kardeşleri bile birbirinden ayırıp düşman haline getirebildiğini anlatıyor.
Üç kardeş rolünde Serdar Orçin, Levent Üzümcü ve Mehmet Gürhan'ı izliyoruz. Oyuncuların üçü de, oyunun hakkını fazlasıyla veriyorlardı bence.

Oyunu genel olarak başarılı ve verdiği mesaj açısından da oldukça etkileyici buldum. İzlemenizi tavsiye ederim...

6 Aralık 2008 Cumartesi

Klasikler

Bugün evde temizlik yaparken bir yandan da açık olan televizyondaki bir diyaloğa kulak misafiri oldum. Bir kültür- sanat programında, sokak röportajı yapan bir muhabir, 'roman okuyor musunuz', şeklinde bir soru yöneltti genç bir hanıma. Evet, yanıtını veren hanımefendinin, ''klasik romancılarımızdan üç isim sayabilir misiniz'' sorusuna verdiği cevap muhabire de, bana da ilginç geldi: Orhan Pamuk.
Orhan Pamuk ne zaman bir klasik haline gelmişti?..Hanımefendi, klasik kavramı ile ünlü kavramını karıştırmıştı herhalde. Orhan Pamuk ünlü bir romancıdır, ama hiçbir romanı henüz klasikler arasına girmemiştir. Benim bu soruya vereceğim cevap şöyle olurdu, '' Reşat Nuri Güntekin, Halit Ziya Uşaklıgil ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu. Listeyi uzatırsak, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Halide Edip Adıvar, Peyami Safa, Kemal Tahir, Sabahattin Ali...
Reşat Nuri Güntekin'i ele alırsak, Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Yaprak Dökümü,yazılışlarının üzerinden o kadar çok yıl geçmesine rağmen, hala sevilerek okunan, çok beğenilen dizilere konu olan yapıtlarından birkaç tanesi.
Halit Ziya Uşaklıgil'in Mai ve Siyah'ının adını duymayan var mıdır, veya şimdilerde de bir televizyon dizisi olarak izlediğimiz Aşk-Memnu, şimdiye dek ne kadar çok film, dizi ve tiyatro oyununa esin kaynağı olmuştur. Bu gibi eserler ve bu gibi eserleri ortaya koyan sanatçılar klasikler arasında sayılırlar...

Canavar Sofrası


Geçenlerde izlediğim bir oyundan bahsetmek istiyorum sizlere. Şehir Tiyatrosu Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde izledim 'Canavar Sofrası' adlı oyunu. Çok beğendim. Salon girişi dikenli teller, gamalı haçlarla donatılmıştı, konu 2.Dünya savaşı ve nazi işgali döneminde geçiyordu. Evli bir çift, evin hanımının doğum günü nedeniyle parti düzenlemiş, misafirlerini bekliyor, yavaş yavaş misafirler geliyor. Biraz sonra bir gürültü, silah sesleri. Bir müddet sonra eve askerler giriyor. İki nazi subayı öldürülmüş kapının önünde, bu nedenle katiller bulunana kadar o apartmandaki her daireden iki rehine alınacak, doğum günü partisinde yedi kişi var, bu yedi kişiden, aralarından iki kişiyi seçip rehine olarak vermelerini istiyor ve bunun için iki saat süre veriyor komutan. Birbirleriyle dost olan bu yedi kişinin herbiri, iki saat boyunca diğerini rehine olmaya ikna etmeye çalışıyor. Bu arada herkes, birbirinin şimdiye kadar hiç görmediği yüzünü veya yüzlerini görüyor...Gerçekten iyi bir oyun...
Oyunla ilgili daha fazla bilgi vermek gerekirse:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ile Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nun ilk ortak projesi olan, Vahé Katcha’nın yazdığı ve Hüseyin Köroğlu’nun yönettiği Canavar Sofrası adlı oyun, Ekim ayı ve Kasım’ın ilk haftası süresince Kıbrıs Lefkoşa Belediye Tiyatrosu'nda sahnelendi. 19 Kasım’dan itibaren de İstanbul’da, 3 ayrı sahnede, 22 temsille tiyatroseverleri bekliyor.
Mutlaka izleyin derim...

5 Aralık 2008 Cuma

Yorgun Ciltlere Muz

Yorgun cilt soluk renkli olur, kırışıklıklara davetiye çıkarır. Haftada bir kez muzlu maske yapmak, cilde iyi gelir. Cildi dinlendirir, tazeler ve sağlıklı bir görünüme kavuşturur.
Bir muzu çatalla ezip püre haline getirin, temiz cildinize masaj yaparak sürün. 15 dakika bekletin, ılık suya batırılmış pamukla temizleyin, daha sonra, yine ılık suyla yüzünüzü yıkayın.

Bayram Tatlısı: Revani

Malum, önümüz bayram, bir tatlı tarifi ekleyeyim dedim. Çok sevdiğim bir ablamın verdiği bu revani tarifini siz de deneyin...Ben henüz denemedim, deneyince resmini de çekip eklerim buraya.
Aynen ablamın kelimeleriyle iletiyorum tarifi...

''Hamur tatlısı demişsin, revani nasıl, uyar mı sana? Ben tarifini vereyim aklına yatarsa yaparsın, çok kolay hafif bir tatlı:
3 yumurta , 3 çay bardağı yoğurt , 3 çay bardağı şeker , 3 çaybardağı da irmik , 6 çay bardağı un, bir paket kabartma tozu.
Şerbeti için de 5 su bardağı su, 4 su bardağı şeker ..
Önce kek yapar gibi yumurtayı, yoğurdu, şekeri çırp, irmiği de ilave et. Sonra un, en son da kabartma tozunu ilave ettikten sonra, şöyle bir karıştır, hafif yağladığın tepsiye dök, ver fırına.
Bir taraftan da şerbetini kaynat, pişen revaninin üzerine dök ( her ikisi de ılık olacak), burası önemli, eğer kaynar dökersen, revani lapa olur..Afiyet olsun, ağzın her daim tatlı olsun...''
Sizin de ağzınız her daim tatlı olsun...

Bitkilerle Güzellik

Mutfağımızda kullandığımız birçok bitki ve otun, cildimiz için de çok faydalı olduğu bilinmektedir. Bunlardan birkaç örnek vermek gerekirse (ki adaçayı ve naneyi ben zaten kullanıyorum);
Adaçayı: Gözenekleri genişlemiş yağlı ciltleri temizler, serinletir, gözenekleri sıkılaştırır. Ter bezlerini etkileyerek terlemeyi azaltır. Banyoda kullanıldığında, ağrıyan kaslara ve yorgun ayaklara iyi gelir. Buğu banyolarında ve losyonlarda adaçayına papatya da katılabilir.
Ebegümeci: Yumuşatıcı ve rahatlatıcı bir etkisi vardır. Çay gibi demlendiğinde duyarlı ince ciltlere yararlıdır.
Rezene: Kükürt, potasyum ve organik sodyum içerir. Rezene tohumuyla hazırlanmış buğu banyosu, yorgun ve cansız ciltlere iyi gelir.
Isırgan otu: Buğu banyolarında kullanılırsa cildi derinden temizler. Demlenmiş ısırgan otu losyonu ile saçları yıkamanın, da canlandırıcı etkisi vardır.
Nane: Çay gibi demlenip losyon olarak kullanılırsa, cildi temizler ve ferahlatır, bazı lekeleri yok eder.

Makyaj Temizleme Sütümüzü Kendimiz Yapalım

- Yarım litre sütü kaynatıp soğutuyoruz,
- içine rendelenmiş yarım salatalık
- rendelenmiş yarım elma ekliyoruz,
daha sonra
- 1 kapak bademyağı,
- 3 damla hindistancevizi yağı özü,
- 3 damla buğday yağı özünü de ekliyoruz.
Elde ettiğimiz karışımı, makyaj temizlemede kullanıyoruz. Bir yaptığımızı, bir hafta boyunca kullanabiliriz. Kolay gelsin...

4 Aralık 2008 Perşembe

Harika Bir Sağlık Kaynağı: Keten Tohumu

Yüsek oranda lif, Omega-3, Omega-6 yağ asitleri, protein, B12 vitamini, minerla ve amino asit içeren keten tohumunun sağlığımıza pek çok açıdan yararı var. Özellikle mide-bağırsak sorunları, fazla kilolar, yüksek kolesterol, yüksek kan şekeri, kemik zayıflığı, kalp-damar sağlığı, romatizmal hastalıklar, bazı deri hastalıkları, yaralar, solunum yolu rahatsızlıkları üzerinde olumlu etki yapmaktadır. Ayrıca sinir sistemini, hafızayı ve bağışıklık sistemini güçlendirmede, konsantrasyon bozukluğunda, ve menopoza bağlı şikayetlerde de keten tohumundan faydalanılmaktadır.

İyi Bir Uyku İçin

İyi uyku için, aynı saatte uyumaya özen gösterilmelidir. Oda ısısının kararında olması gerekir; ne çok sıcak, ne çok soğuk. Dolu mideyle yatılmamalıdır, mümkünse iki üç saat önce yemek yenmiş olmalıdır.
Uykunuz gelmiyorsa, ılık bir duş yardımcı olabilir. Papatya çayı ve ıhlamur da sakinleştirir, uyku öncesi iyi gelir. Uykuya geçmekte zorlananlar için, bir bardak ılık veya sıcak süt de önerilir.

3 Aralık 2008 Çarşamba

Bardak Bardak Sağlık

Kış mevsimini sürdüğümüz şu günlerde, meyve ve meyve suyu tüketmeyi unutmuyoruz değil mi?
İşte, bazı meyve sularının faydaları:
Elma suyu: Potasyum, magnezyum, kalsiyum ve K vitamini içerir. Bağırsakları düzenler, cildi temizler.
Portakal suyu: Kalsiyum, magnezyum ve C vitamini deposudur. Dolaşımı rahatlatır.
Ahududu suyu: C vitamini ve demir yönünden zengindir. Göz altı çizgilerini azaltır.
Muz suyu: Tam bir sağlık kaynağı. Potasyum, magnezyum, demir ve bol miktarda B vitamini içerir.
Üzüm suyu: Potasyum, kalsiyum ve fosfor içerir. Kırmızı olanı, demir eksikliği çekenlere faydalıdır.
Çilek suyu: C vitamini yönünden zengindir. İçindeki potasyum, vücuttaki fazla suyu alır.