12 Aralık 2010 Pazar

"Vahşet Tanrısı" Çok İyi Bir Oyun, İzleyin

"Burası Hafasonu" programını izliyordum bu sabah. Oylum Talu, etkinlikler köşesinde Vahşet Tanrısı adlı oyundan bahesidyordu.
Ekim ayında izledim Vahşet Tanrısı'nı. Çok güzel bir oyundu gerçekten de. Ülkü Duru gibi çok iyi oyuncular vardı. Aşk-ı Memnu'nun Matmazel'i de harika bir performnas sergiliyordu oyunda.

Aynı okulda okuyan çocukları kavga etmiş olan iki çift, bir araya gelirler, çocuklar üzerinden başlayan gerilim, çiftlerin önce eşlerine, sonra kendilerine yönelik bir hesaplaşmaya dönüşür...Görünüşteki mükemmel ilişkilerin hiç de öyle olmadığını, sürdükleri zorlama hayatların etkisiyle bireylerin içinde biriken gizli öfkeyi, şiddeti ve vahşeti gözler önüne seren ilginç ve sürükleyici bir oyun. İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun Cevahir Sahnesinde izleyebileceğiniz oyunu, bu sezon sakın kaçırmayın derim...

Midem İyileşmeye Başladı

Kudret narı aldım demiştim ya, iki haftadır kullanıyorum, faydasını görmeye başladım. Bir kavanozun sonuna geliyorum, gidip yensini alacağım, devam edeceğim kullanmaya...

29 Kasım 2010 Pazartesi

Kudret Narı Aldım, Bakalım İyi Gelecek mi?

Yıllardır çektiğim gastrit ve reflü yüzünden birçok ilaç kullandım ve kullanıyorum, ama hepsi bir yere kadar. Geçenlerde yine kötü bir safra atağı yaşadım, günlerce yatağa yapıştım. Ne yapayım, nasıl iyileşeceğim ben, diye düşünürken aklıma geldi, kudret narı.
Kudret narı, özellikle mide ve bağırsak hastalıklarına iyi geliyor diye duyarım hep, hiç denememiştim ama. Denemeye karar verdim. Eminönü'ne gittim, Mısır Çarşısı'nın yanından giriyorsunuz, Çiçek Pazarı'nın tam başında satılıyor kudret narları. Yaşlı güler yüzlü bir amcadan aldım bir kavanoz kudret narı. Zeytinyağının içindekiler 15 lira, balın içindeki 30 liraymış. Zeytinyağının içindekinden aldım ben. Her sabah aç karnına bir tatlı kaşığı yutuluyor.Tadı çok güzel değil zeytinyağıyla, belki ballı olan daha iyidir. Ama olsun, şifa versin de, tadına katlanılır. Üç gündür kullanıyorum, aç karnına bir kaşık yutuyorum. Şifa olur inşallah.
Mısır Çarşısı'na gitmişken Zencefil, taze kök zencefil ve Yaban Mersini de aldım. Zencefil tam bir şifa kaynağı. Boğaz enfeksiyonları ve ağrıları ve daha bir sürü şeye iyi geliyor.
Yaban mersini de diyabet ve kolesterolü dengelemede çok faydalıymış, babam için aldım.
Neyse böyle işte... Sadece ilaçlar değil, doğal şifalardan da medet ummak lazım bence.
İyileşmeyi dört gözle bekliyorum, inşallah iyi gelir kudret narı...

19 Kasım 2010 Cuma

Bir Uyarı

Şöyle bir mesaj gelmiş. Bir arkadaşım bana yollamış, ben de herkesle paylaşayım dedim.

LÜTFEN BU UYARIYI TÜM TANIDIKLARINIZA DAGITIN


AYRICA, ÖZELİKLE TANIDIKLARINIZI, ARADAŞLARINIZI UYARIN :


'INVITATION' VEYA 'DAVETİYE' BAŞLKLI EKİ OLAN HERHANGİBİR DOSYAYI HERKİM GÖNDERMİ$ OLURSA OLSUN KESİNLİKLE ACMAYIN


C HARD DİSKİNİZİNİ TAMAMEN 'YAKAN' BİR OLİMPİYAT ME$ALESİNİ AÇAN BİR VİRÜS İCERMEKTEDİR.


BU VİRÜSÜN EN ÖNEMLİ ÖZELLİGİ BİLDİGİNİZ, TANIDIĞINIZ, POSTA DAĞITIM LİSTESİNDE ADINIZ OLAN BİRİNDEN GELMEKTEDİR.


BİR TANIDIK VEYA ARKADA$INIZDAN 'DAVETİYE' V EYA 'INVITATION' BAŞLKLI BİR POSTA GELİRSE SAKIN AÇMAYIN VE DERHAL BİLGİSAYARINIZI KAPATIN.

CNN'İN EN KÖTÜ VİRÜS DİYE TANIMLADIĞI , MİCROSOFT'UN $İMDİYE KADAR BİLİNEN EN YIKICI OLARAK SINIFLANDIRDIGI BİR VİRÜS İCERMEKTEDİR.


BU VİRÜS McAFEE TARAFINDAN KE$FEDİLMİŞTİR VE HENÜZ ONARIMI YOKTUR. BU VİRÜS HARD DİSKİN SIFIR SEKTÖRÜNÜ GÖÇERTMEKTE VE ADRES LİSTESİNDEN KENDİNİ POSTALAMAKTADIR.


LÜTFEN TÜM BİLDİKLERİNİZİ UYARIN!!!!!! !!

"Dave Adında Bir Adam"


"Dave Adında Bir Adam" adlı kitabı okuyorum bu aralar. Dharma Yayınları'ndan çıkmış 2000 tarhli bir roman. Kitabın yazarı Dave Pelzer, kendi hayatının zafer ve affediş hikayesini kaleme almış ve çok başarılı, çok etkileyici bir eser çıkarmış ortaya.
Henüz bitirmedim kitabı, az kaldı. Ama çok etkilendiğimi söyleyebilirim.
Umut veren, motive eden bir roman "Dave Adında Bir Adam".
Okuyun, siz de etkileneceksiniz, umutlanacaksınız...

"Profesyonel"i Mutlaka İzleyin!



Geçen hafta izledim Profesyonel'i. Devlet Tyatrosunun ödüllü oyunu. Ünlü oyuncu Yetkin Dikinciler ve Arka Sıradakiler dizisinin Kemal Öğretmen'i Bülent Emin Yarar'ın başrol oynadıkları oyunu mutlaka izlemelisiniz.
Ben bayıldım 'Profesyonel'e. Baştan sona canlı, hızlı bir tempoyla ve müthiş bir oyunculuk gösterisi şeklinde geçen oyunun konusu da çok ilginç, çok güzel. "Ben iyi bir tiyatro izleyicisiyim" diyen herkesin izlemesi gereken bir oyun bence...

Jet Kasalar ve Bizim Kuşak

Biraz önce bir alışveriş macerasını daha okuduğum 'Alışveriş Cadısı' Banu Tuna benim üniversiteden, İletişim Fakültesinden sınıf arkadaşım. Yıllardır ne görüşmüşlüğümüz, ne konuşmuşluğumuz var, ama yıllıktaki isminden ve resminden dolayı hatırlıyorum kendisini. Yazılarını da zevkle okuyorum.
Teknolojik yeniliklerden tırstığından bahsetmiş, Migrostaki jet kasayla olan mücadelesini anlatmış, zorlandığını ama yılmadan tekrar deneyeceğini yazmış.Ne kadar yakın buldum kendime. Bizim kuşak, şu anda otuzlu yaşlarını sürenlerin kuşağı garip bir topluluk. Biz siyah-beyaz televizyonu, tek kanallı dönemi de yaşadık, özel televizyonların, özel radyoların doğuşunu da gördük, internetin ortaya çıkıp herşeyi ele geçirişini de. Koca koca walkmenleri de kullandık, ipodları da...
Teknolojik gelişmelerden tırstık ama hayatın içinde olduğumuz, bunları kullanıp ilerlemeye mecbur olduğumuz için kayıtsız kalamadık ve hayatımızın parçası yaptık çoğunu da.
Hem şanslı hem de şanssız bir kuşağız biz...Çok şey gördük, çok şey kazandık ve çok şey de kaybettik. Değişimler, hıphızlı değişimler çağında yaşadık gençliğimizi ve erken yetişkinliğimizi...

Mutlu Bayramlar!

Biraz geç oldu, bugün bayramın son günü, ama herkesin bayramını kutlamak istedim.
Tüm sevdiklerimizle nice güzel bayramlara hayırlısıyla...
Dün uzaklardaki yeğenimle mesajlaştık.Bir telefon mesajı bile, mesajdaki çook çokk öptüm sözü bile insanı mutlu edebiliyor.
Mutlu olmak o kadar da zor değil aslında. Biz zorlaştırıyoruz. Kendimize ve çevremizdekilere mutluluğu yasaklıyoruz sanki farketmeden... Vazgeçmeliyiz bundan. Farketmeli ve vazgeçmeliyiz...
Kendinizin ve sevdiklerinizin kıymetini bilin. Sağlıkla ve huzurla geçen her an için şükredin... Ben öyle yapmayı geç de olsa öğrendim...
Herkese tekrar mutlu bayramlar...

24 Ekim 2010 Pazar

Ben geldim...

Ekimin sonuna geldik. Birkaç ay olmuş buraya uğramayalı.Özlemişim...
Sonbaharı yaşıyoruz, sert soğuklarla geçecek gibi görünüyor pek yakında gelecek olan kış...
Hayat da böyle değil m? Yaz geliyor seviniyoruz, bir bakmışız ki geçivermiş, düşen yapraklar ve yağmurları ağırlıyoruz yine, içimize işleyen soğuklar geliyor ardından, sonra güneş tekrar yüzünü gösteriyor. Çiçek açan dallar, uçuşan polenler, arkasından yine sarı bir yaz.

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Bacaklarımız Güzel Olsun


Güzel bacaklara sahip olmak, her kadının istediği bir şeydir. Özellikle de yazın, bacakların güzelliği ayrı bir önem kazanır.

Bacaklarınızı güzelleştirmek o kadar da zor değil. Biraz özen göstermek yeterli.

- Bir vücut lifiyle bacaklarınıza peeling yapmak, ölü hücreleri uzaklaştırır, kan dolaşımını hızlandırarak bacaklarınızın sağlık ve güzelliğine katkıda bulunur.
- Jilet, ağda gibi yöntemler yerine epilasyon, bacaklarınızın daha güzel görünmesini sağlayacaktır.
- Bronz bacaklar her zaman daha güzel görünür. Güneş ve solaryumdan yana değilseniz, bronzlaştırıcı pigmentlere sahip bir bronzlaştırıcı ürün kullanabilirsiniz.
- Bacaklarınıza nemlendiricinizi sürerken, ayak bileklerinizden başlayarak dairesel hareketlerle masaj yapabilirsiniz. Bu masaj, bacaklarınızdaki kan akışını hızlandıracaktır. Bunu hergün uygulayın.
- Bacak kaslarınızı çalıştıran egzersizler uygulayın. Bu egzersizleri düzenli olarak uygularsanız, sonuç çok güzel olur.
- Dans edin. Salsa gibi hareketli dansların dersini de alabilirsiniz, evde müziğin sesini açarak da kendinizi ritme bırakabilirsiniz. Dans etmek, bacaklar için çok faydalı bir egzersizdir.

Kaynak: kadınsan.net

27 Temmuz 2010 Salı

Mısırlı Et Sote


Et soteyi sevmeyenimiz var mı? Ben çok severim. Kendi damak tadıma göre yaptığım mısırlı et sote tarifini, sizlerle de paylaşayım dedim.

Malzemeler:

1/2 kg sotelik dana eti
1 adet kuru soğan
3 diş sarımsak
6 adet sivri biber
2 adet domates
1 yemek kaşığı salça
1 küçük kutu mısır konservesi,

2 yemek kaşığı sıvı yağ
biraz tuz, karabiber, kırmızı pul biber,

Hazırlanışı:

Eti yüksek ateşte pişirelim. 2 kaşık sıvı yağ ve küp küp doğradığımız soğanı ilave edelim. Pişirmeye devam edelim.

Soğanlar pembeleşince, ikiye böldüğümüz sarımsakları ve ince ince doğradığımız biberleri ekleyelim.

Mısırları kutudan çıkararak yıkayıp süzelim ve tencereye ilave edelim.

Son olarak da, doğranmış domatesi ve salçayı ekleyerek 20 dakika kadar pişirelim.

Sıcak olarak servis edelim.

Afiyet olsun!..

Kaynak: kadınsan.net

20 Temmuz 2010 Salı

Yağlı Ciltlere Soda ve Limonlu Buz


Cildiniz yağlıysa ve bu sıcaklarda bu şikayetiniz daha da artıyorsa, işte size yağlanan, parlayan cildinizi ferahlatmak için doğal bir yöntem...

İçine yarım limonun suyu sıkılmış bir şişe sodayı, buz kalıbına doldurun ve buzluğa koyun. Hergün bir adet buz küpünü temiz cildinizde dolaştırın. Cildinizin ferahladığını, yağından arınmaya başladığını ve gerginleştiğini göreceksiniz.

Kuru ciltler için de tavisye edebileceğimiz bir buz kürü var. Yarım litre kaynamış süte 2 kaşık papatya ekleyip demleyelim. Soğuduktan sonra, papatyalı sütü süzerek buz kalıplarına dolduralım. Hergün bir adet buz küpünü cildimizde dolaştıralım. Kuru ve cansız cildimizin canlandığını fark edeceğiz.

Kaynak: kadınsan.net

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Dereotunun Faydaları


Dereotunun ne kadar faydalı bir bitki olduğunu biliyor muydunuz?

İçerisinde sabit ve uçucu yağlar, pektin, tanen ve reçine vardır. Omega3 içermektedir.

Mide ve bağırsak gazlarını gideren, hazımsızlığa iyi gelen dereotunun idrar söktürücü özelliği de var.

Dereotu çayı nefes darlığı ve astıma iyi gelmektedir.

Dereotun çayının sinirleri güçlendirici ve uyku problemlerini düzenlemekte rahatlatıcı etkisi var.

Dereotu ayrıca iştah açar ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde faydalıdır.

Yapılan araştırmalar, tansiyon ve kolesterolü de düşürdüğünü göstermektedir.

Dereotu tüketimi anne sütünü arttırır. Emziren annelere bol dereotu tüketmeleri tavsiye edilir.

İdrar söktürücü ve ödem giderici özelliğiyle zayıflamaya da yardımcı olmaktadır.

Dereotu, taze olarak çeşitli yiyeceklerin yanında veya sade olarak yenebileceği gibi, tazesi veya tohumlarından çay yapılarak da tüketilebilir.

Çayı özellikle mide ve bağırsak gazları için ve astım-nefes darlığı gibi rahatsızlıklar için önerilir. Uyku problemi için de akşam içilecek dereotu çayından fayda görülecektir.

Taze dereotundan yapılacak çay için: 1 demet dereotunu kaynamakta olan suya atarak 2-3 dakika kaynatın. On dakika kadar çayın demlenmesini bekledikten sonra için.

Dereotu tohumundan çay yapmak için: Ezilmiş 2 çay kaşığı dereotu tohumu, kaynamakta olan suya atılarak 2-3 dakika kaynatılır. On dakika kadar bekletildikten sonra içilir.

16 Temmuz 2010 Cuma

Güzelliğiniz İçin Yaş Maya


Yaş ve kuru mayayı, sadece hamurişleri için kullanmıyoruz. Mayanın sağlığımıza ve güzelliğimize de çeşitli faydaları bulunmaktadır. İşte bunlardan ikisi...

Bir kalıp yaş mayayı bir miktar limon suyu ile ezip yüzümüze sürüp bu maskeyi cildimizde 20 dakika bekletelim. Maya ciltteki lekeleri giderir, cilde B vitamini desteği sağlayarak canlılık verir.

Mayanın saç dökülmesine karşı da faydalı olduğunu biliyor muydunuz?

1 çorba kaşığı kuru mayayı, bir tas su içine koyup saçımızın diplerine uygulayalım. 10 dakika beklettikten sonra durulayalım. Bunu haftada iki üç kere uygularsak, saç dökülmesini giderdiğini görürüz...

Kaynak: kadınsan.net

15 Temmuz 2010 Perşembe

Alzheimer'le Savaş İçin


Günümüzün en büyük kabuslarından biri olan Alzheimer hastalığına karşı alınabilecek en önemli dört önlem açıklandı.

Ceviz, çay kahve ve gün ışığında yapılacak egzersiz. Bu dört unsuru dikkate alırsanız, Alzheimer'den korunmada çok önemli bir adım atmış olursunuz.

Hawai'deki uluslararası bir konferansta sonuçları açıklanan bir araştırmaya göre, 65 yaş üzerinde günde bir fincan çay tüketenlerde diğerlerine oranla yüzde 37 daha az demans yani bunama, haftada en az beş fincan kahve tüketenlerde yüzde 20 daha az hafıza kaybı saptandı.

Beslenmesinde cevize önem veren kişilerin beyin faaliyetlerinde hızlanma ve iyileşme olduğu belirtilirken, haftada 5 defa yarım saat, özellikle gün ışığında yapılan egzersizin de Alzheimer riskini yüzde 40 azalttığı ifade edildi.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Rüyalar

Bazı kişiler çok rüya görür, bazıları ise hiç rüya görmediklerini iddia ederler. İşte rüyaların nedenleri, niçinleri...

Psikyatri uzmanı Doç.Dr. Selçuk Aslan,herkesin rüya gördüğünü ama bazılarının hatırladığını ifade ediyor.Derin ve deliksiz uyuyan kişilerin rüyalarını hatırlamadıklarını, rüyaların hatırlanmasının, uykunun ara ara bölünmesine bağlı olduğunu söyleyen Aslan, bir kişinin uyksu süresinin yaklaşık iki saatinin uykuda geçtiğini belirtiyor. Görülen rüyalar uyandıktan 5-6 dakika sonra büyük ölçüde unutuluyor.

Doç Dr. Selçuk Aslan, uykunun pasif bir süreç olmadığını, duygu ve düşüncelerin uykuda da devam ettiğini belirtiyor. Rüyaların kişinin içinde bulunduğu ruh halinden etkilendiğini, korku, endişe ve üzüntünün rüyada da devam ettiğini dile getiren Aslan rüyaların, mantıklı giden rüyalar ve kopuk kopuk görülen rüyalar olarak ikiye ayrıldığını söylüyor.

Rüyalardan fazla etkilenmemek gerektiğini, rüyada görülen olumsuz şeylerin üzerinde çok durulursa, kişinin ruh halinin bundan etkileneceğini ifade eden Aslan, önemli olanın, rüyalarımızı olumlu ve yapıcı şekilde yorumlamak olduğunu söylüyor.

Makyajın Uzun Süre Dayanması İçin

Makyaj konusunda bizi en çok rahatsız eden noktalardan birisi kuşkusuz, özene bezene yaptığımız makyajın daha bir saat geçmeden akmaya, dağılmaya başlamasıdır. Bunu nasıl önleriz?

Makyajın daha kalıcı olması, özellikle bu sıcak yaz günlerinde akıp bulaşıp güzelliğimizi gölgelememesi için, birkaç ayrıntıya dikkat etmemiz yeterli olacaktır.

Ten rengine uygun bir stick fondötenle makyaj için baz hazırlamak iyi bir tedbirdir. Çünkü stick fondöten hem iyi bir kapatıcıdır, hem de uzun süre dayanır.

Stik fondöteni tüm yüze uyguladıktan sonra, işe gözlerle başlayın. Küçük bir makyaj fırçasıyla toz yani pudra fondöteni göz çevresine yayın. Bu biraz sonra süreceğiniz rimelin akmasını da önleyecektir.

Rimel ve göz kalemlerinde waterproof özellikli yani su geçirmeyen, akmayan ürünleri seçmeye özen göstermek gerekir.

Göz kaleminin hafifçe dağılması sizi rahatsız etmemelidir, çünkü bu, gözlerde etkileyici dumanlı bir görüntü ortaya çıkmasına neden olur ve gayet doğal durur. Fazlaca dağılan bir ürün kullanıyorsanız, biraz daha dayanıklısını seçebilir veya eyeliner kullanabilirsiniz.

Rujunuzun daha dayanıklı olmasını hemen kaybolup gitmesini istemiyorsanız, dudak çevrenize ve dudak çizgisinin hemen üzerine parmak ucunuzla biraz pudra fondöteninizden sürün. Böylece süreceğiniz ruj daha kalıcı olacaktır. Ayrıca rujdan önce kaliteli bir parlatıcı sürmek de, rujun daha kalıcı olmasını sağlayacaktır.

Kaynak: kadınsan.net

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Mısır Unlu Patlıcan Kızartması



Değişik, lezzetli bir tarifi paylaşacağım sizlerle.
'Mısır unlu patlıcan kızartması'.
Klasik patlıcan kızartmasından farklı olarak, patlıcanlar haşlanıyor ve mısır ununa bulanarak kızartılıyor...

Malzemeler:
6 adet patlıcan,
1 su bardağı mısır unu,
tuz,
kızartmak için sıvıyağ.

Hazırlanışı:

Patlıcanlar yıkanıp temizlenerek sapları temizleniyor ama saplarından ayrılmıyorlar. Aynı şekilde saplarından ayırmadan iki taraflarından bıçakla kesilerek dört parçaya ayrılıyor, yelpaze şekli alıyorlar, tuzlu suda haşlanıyorlar. Haşlanarak yumuşayan patlıcanlar, alınıyor, suları sıkılıyor ve sığ bir kapın içinde mısır ununa bulanıyorlar. Mısır ununa güzelce bulanan patlıcanlar sıvıyağda kızartılıyor.

Kızaran patlıcanlar sığ bir tabağa alınıyor ve yanında salatayla, çeşitli garnitürlerle servis edilerek afiyetle yeniliyor.

Çok lezzetli oluyor, denemenizi tavsiye ederim...

Kaynak: kadınsan.net

Hangi Burç Nasıl Makyaj Yapmalı?

Hayatımızın her alanını etkileyen astroloji, güzelliğin en önemli tamamlayıcısı olan makyajda da varlığını gösteriyor. Güzellik uzmanları, kadınlara kişilikleri, yüz tipleri ve bulundukları ortama göre makyaj uygulamalarını öneriyor. İşte bu sebeble astrolojide yer alan toprak, hava, ateş ve su guplarından yola çıkılarak uygulanan makyaj stillerinden biri de sizin için. Deneyin, sonuçtan memnun kalacaksınız...

Ateş grubu: Koç, Aslan ve Yay bu grubun temsilcileri. Ateş grubu kadınları, dikkat çekmeyi ve çekiciliklerini ön plana çıkarmayı severler. Fark edilmek en büyük arzularıdır. Makyajlarında da dikkat çekici çizgileri ve renkleri kullanmayı severler Ateş grubu kadınlarının rengi kırmızı ve siyah. Gözlerde siyah far ve kalem kullanmaları öneriliyor. Eye-liner, göz makyajının vazgeçilmez ürünü. Gölgelemelerde beyaz farlar çok işlerine yarar. Rujda ve allıkta kırmızı tonları tercih ederlerse içlerindeki dikkat çekme isteğini tatmin edebilirler.

Su grubu: Yengeç, Akrep ve Balık bu grubun burçları. Grubun rengi yeşil. Sezgilerin ve içgüdülerin temsilcisi su grubu, yeşilin her tonunu kullanabilir. Özellikle nil yeşili kullandıklarında daha gizemli mesajlar verebilirler. Göz makyajında vazgeçemeyecekleri, kahverengi kalemler ve beyaz farlarla yapılmış gölgeler. Çocuksu tenlerine şeftali rengi allık kullanmaları gerekiyor. Ruj seçiminde ise pembenin bütün tonları, ayrıca oranj, su grubu kadınlarının kullanması gereken renkler.

Hava grubu: Hava grubunun burçları olan İkizler, Terazi ve Kova, özgürlüğün ve bağımsızlığın temsilcileri. Hava grubu kadınlarının rengi, mavi ve pembe. Gözlerde maviden laciverte kadar her tonu rahatlıkla kullanabiliyorlar. Yanaklarda ise pembe allık ciltlerine ışıltı katıyor. Ruj seçiminde de yine pembe ve tonları ağırlık kazanıyor.

Toprak grubu: Toprak grubu kadınları sakin ve evcimen huyludurlar. Boğa, Başak ve Oğlak bu gruptan. Abartıyı sevmez, sadeliği tercih ederler. Makyajda da sade ve göze çarpmayan renkleri uygulamaları gerekiyor. Kahverengi, toprak grubunun rengi. Yüzün her kısmında kahverengiyi rahatlıkla kullanabilirler. Farlar, allıklar, rujlar hep bu rengin hakimiyetinde. Pastel tonlardan seçecekleri makyaj malzemeleri kullanmaları öneriliyor. Açık tenliler, şeftali tonlarını da makyajlarında uygulayabilirler.

Fırında Sebze



Geçen gün denediğim fırında sebze tarifini sizlerle de paylaşmak istiyorum. Güzel oldu, siz de deneyin, bakalım beğenecek misiniz?

Malzemeler:
300 gr kıyma,
2 patlıcan,
2 kabak,
2 patates,
7-8 adet çarliston biber,
4 domates,
2 soğan,
yarım yemek kaşığı salça,
tuz,
karabiber.

Hazırlanışı:

Kabak, patlıcan ve patatesler ve çarliston biberler yıkanır, doğranır ve sırayla sıvıyağda kızartılır. Öte yandan doğranan soğanlar ile kıyma küçük bir tavada kavrulmaya başlanır, salça ve iki adet doğranmış domates de eklenir, tuz ve karabiber de eklenerek pişirmeye devam edilir. Pişen kıymalı sos kenarda bekletilir.

Kızartılan sebzelerin yarısı bir tepsiye dizilir, üzerine kıymalı sos dökülür, sebzelerin geri kalanı dizilir, üzerine domates dilimleri yerleştirilir. Tepsinin kenarından biraz ılık su eklenir. Isırılmış fırında sebzeler ve üzerindeki domatesler yumuşayana kadar pişirilir.

Afiyet olsun!

Biberiyenin Faydaları


Biberiyenin ne kadar faydalı bir bitki olduğunu, biberiye çayının ve yağının birçok rahatsızlığa iyi geldiğini biliyor muydunuz?

Biberiye ballıbabagillerden familyasından olan ve Kuşdili olarak da bilinen bir bitkidir. Ülkemizde yabani olarak batı ve güney kıyılarında yetişmektedir Anavatanı Akdeniz Bölgesidir. Bileşiminde tanen uçucu yağ ve acı maddeler bulunan biberiyenin, birçok rahatsızlığı iyileştirici etkisi vardır.

Biberiye çayı sindirim sistemi sorunlarına karşı kullanılır. Hazımsızlığa iyi gelir, mide ve bağırsakları uyarır, gaz giderici, kramp çözücü etkisi vardır.

Dolaşım sistemini uyarır, dolaşım bozukluklarında kullanılır. İdrar söktürücü özelliği de vardır. Düşük tansiyona karşı faydalıdır.

Migren ve diğer baş ağrısı çeşitlerine karşı çok faydalıdır.

Grip, nezle soğuk algınlığı belirtilerine karşı da kullanılabilir.

Biberiye çayı hafızayı güçlendirmede de destek olarak kullanılır.

Biberiye çayının zayıflatıcı özelliği de vardır.

Biberiye yağı ile yapılan masajlar kas ve eklem ağrılarında çok iyi sonuçlar vermektedir.

Biberiye yağı hücre yenileyici özelliğiyle küçük yaraları, çizikleri, morlukları çok çabuk iyileştirmektedir.

Yorgunluk ve güçsüzlük hallerinde gerek çayı gerekse banyosu kullanılabilir.

Biberiye çayını cildimiz için de kullanabiliriz. Tonik olarak yüzümüze uyguladığımızda cildi canlandırıcı etkisini görürüz. Ayrıca mikrop kırıcı özelliği de cilt için faydalıdır.

Biberiyeyi nasıl kullanalım?


Çay olarak kullanacaksak:
2 çay kaşığı biberiye 1 bardak kaynar suyla haşlanır ve 10 dk demlendikten sonra süzülerek içilir. Günlük olarak 2-3 bardak içilebilir.

Biberiye banyosu şeklinde faydalanacaksak: 50 gr biberiye 1 litre suda kaynama derecesine kadar ısıtılır. 25-30 dk demlenir süzüldükten sonra banyo suyuna eklenir. Uyarıcı ve canlandırıcı etkisi nedeniyle gec geç vakitte yapılması tavsiye edilmez.

Biberiye yağının kullanımı: Eklem ve kas ağrıları için haricen kullanılır, sorunlu bölgeye biberiye yağı uygulanarak masaj yapılır, çizik ezik, morluk olan bölgelere de az miktarda biberiye yağı sürülebilir. Cilde uygulandığında bölgedeki kan akışının artırarak ağrıları giderici ve yaralanmaları iyileştirici özelliği vardır.

Biberiyenin Önerilmediği Durumlar:

Biberiye tansiyon yükselmesine neden olabileceği için, yüksek tansiyon problemi olanlara önerilmez.
Bibieriyenin hamileler tarafından de kullanılmaması gerekir, çünkü biberiyenin içerdiği oleanolic asit, gebelikte düşük riskini arttırabilir.

9 Temmuz 2010 Cuma

Regl Döneminde Nasıl Beslenmeliyiz?

Regl dönemi bazı kadınların korkulu rüyasıdır. Beslenmeyle ilgili bazı önemli noktalara dikkat ederek, her ay tekrarlanan bu sıkıntılı süreçteki sorunları bir ölçüde azaltmak mümkün.

Adet döneminde magnezyum içeriği yüksek olan besinleri tercih etmenin faydasını görürüz. Çünkü magnezyum, kasları rahatlatıcı etkisiyle adet döneminde meydana gelen karın kramplarının giderilmesinde etkili olur. En iyi magnezyum kaynakları; soya, baklagiller, balık, et, lifli yeşil sebzeler, muz, elma, kuru kayısı, ceviz, fındık, fıstık ve işlenmemiş tahıllardır.

Demir içeriği yüksek olan besinler de adet döneminde özellikle tüketeceğimiz besinlerden olmalıdır. En iyi demir kaynakları kırmızı et, karaciğer, dalak, yumurta, kuru meyveler, yeşil sebzeler, kuru baklagiller, üzüm pekmezi. Besinlerle alınan demirin emilimini engellememek amacı ile çay ve kahve bu dönemde özellikle daha az tüketilmelidir.

B vitamini de bu dönemde bizim için çok önemlidir. B vitamini açısından zengin olan besinleri de soframızdan eksik etmemeliyiz. B vitamini açısından zengin olan besinler, tahıllar, özellikle tam buğday unu, bulgur, kuru baklagiller ve karaciğerdir.

Adet döneminde ve öncesinde artan tatlı ihtiyacını tatlı ve çikolatayla değil, meyve ve kuru meyvelerle karşılarsak, daha doğru davranmış oluruz. Bol bol sebze ve meyve tüketmek, hem ruhsal hem fiziksel olarak kendimizi bu dönemde daha iyi hissetmemizi sağlayacaktır. Adet döneminde kola gibi kafein içeren asitli içeceklerden de uzak durmamız gerekir.

Adet döneminde tuz tüketimini mümkün olduğunca azaltmanın faydası vardır. Çünkü tuz, vücudumuzdaki şişkinliği arttıracak, daha fazla rahatsız olmamıza neden olacaktır.

Bu dönemde az ve sık sık yemeli, basit şeker ve karbonhidratlar yerine bol miktarda sebze ve meyve, kafeinli ve gazlı içecekler yerine de, bol bol su ve taze meyve suyu tüketmeliyiz.

8 Temmuz 2010 Perşembe

Diş Hassasiyeti

Günlük yaşamda canımızı sıkan ve ağız sağlığımızı tehdit eden önemli bir sorundur diş hassasiyeti. Peki, nedenleri ve önleme yolları hakkında bilgi sahibi miyiz?

Hassasiyet, dişlerin soğuk, sıcak, ekşi ve tatlı besinler, diş fırçalama, hatta çok ilerlemiş durumlarda dokunma karşısında verdiği, keskin bir ağrı veya sızı şeklindeki tepkidir. Sık karşılaşılan bir sorundur bu. En yaygın olarak diş çekilmesi sorununun bir belirtisi olarak karşımıza çıkar. Diş etleri normal şartlar altında diş köklerini kaplayarak, örterek çeşitli uyarıcıların dentin kanallarına etki etmesini önler. Fakat diş etleri çekilmeye başlayınca bu koruyucu etki ortadan kalkar ve diş kökleri savunmasız kalır. Bu da dişlerde aşırı derecede hassasiyete neden olur.

Diş eti çekilmesi dışında dişlerde oluşan başka çeşit sorunlarda da dişlerde hassasiyet meydana gelir.

Diş hassasiyetinin ve diş eti çekilmelerinin başlıca nedenleri nelerdir?

Dişlerin çok sert şekilde fırçalanması ve çok sert kıllı diş fırçalarının kullanılması diş eti çekilmelerine, dolayısıyla diş hassasiyetine neden olabilir.

Kola, maden suyu ve meyve suyu gibi asitli içeceklerin sıkça tüketilmesi ve bunlardan sonra diş temizliğinin ihmal edilmesi, dişlerde aşınmaya ve hassasiyete neden olabilir.

Diş gıcırdatma, diş yüzeyinde aşınmaya, dişlerde hassasiyete ve diş eti çekilmelerine yol açabilir.

Diş temizliği veya diş beyazlatma gibi bir müdahale sonrası dişlerde kısa süreli bir hassasiyet meydana gelebilir.

Diş hassasiyetini nasıl önleyebiliriz?

Dişlerde hassasiyeti ve diş eti çekilmelerini engellemek için, dişlerimizi yumuşak kıllı bir diş fırçasıyla günde iki kez, fazla bastırmadan, hafifçe fırçalamalıyız.

Asitli yiyecek ve içeceklerin tüektiminden mümkün olduğunca kaçınmalıyız.

Hassasiyeti önlemek ve gidermek için yapılacaklar konusunda daha iyi bilgilenmek için diş hekimimze başvurabiliriz.

Semizotlu Cacık


Cacık bizde aile boyu çok sevilir. Semizotu da ekliyorum ben cacığa. Çok güzel oluyor. Siz de deneyin.

Malzemeler:
Büyük bir kase yoğurt,
iki salatalık,
biraz dereotu,
biraz maydanoz,
iki üç dal semizotu,
iki diş sarımsak,
bir tatlı kaşığı sıvıyağ,
tuz,
biraz su.

Hazırlanışı:

Yoğurdu biraz su ilavesiyle açıyoruz, içine rendelediğimiz veya küçük küpler halinde doğradığımız salatalıkları ekliyoruz. Diğer yeşillikleri ve sarımsağı da ilave ediyoruz. en son olarak tuzunu ve sıvıyağı ekliyoruz. Buzdolabında biraz dinlendiriyoruz, soğutuyoruz. Yemeğin yanında sunuyoruz.
Afiyet olsun!

Kaynak: kadınsan.net

6 Temmuz 2010 Salı

Yazın Nasıl Beslenmeliyiz?


Yazın aşırı sıcaklarda dengeli ve yeterli beslenme çok önemlidir. Yaz aylarında sağlıklı beslenmeye dikkat ediyor muyuz?

Uzmanlar yaz aylarında artan sıcaklıkla birlikte bebek, çocuk, yaşlı ve hamileler ile, tansiyon, kalp, şeker gibi kronik hastalıkları bulunan kişiler başta olmak üzere, herkes için bir takım ekstra sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceğini belirtiyorlar. Bu sorunların başında, güneş çarpmaları, gıda zehirlenmeleri ve sıvı kaybının neden olduğu rahatsızlıkların geldiğini ifade eden uzmanlar; "Sıcak yaz aylarında hafif ve sulu gıdalar tercih edilmelidir. Kızartma ve aşırı yağlı besinlerden mümkün olduğunca uzak durulmalı, taze sebze ve meyvelere ağırlık verilmelidir. Yaz aylarında vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral alımını sağlamak için, her gün birkaç porsiyon meyve ve sebze mutlaka tüketilmeli, nohut, mercimek, fasulye gibi besinlere sofrada yer verilmelidir. Kızartma yerine, fırında pişirme, ızgara ve haşlama yöntemleri tercih edilmelidir" diyorlar.

Balık, et, yumurta, fındık, fıstık ve ceviz tüketimi, sıcaklarda güçsüz düşen vücudun direncini yükseltir. Ayrıca şekerleme, çikolata, bisküvi gibi basit şeker içeren yiyeceklerin yerine, kuru üzüm, erik ya da A ve C vitaminlerinin zengin olduğu taze meyve ve sebzeler tercih edilmelidir.

Sıcaklarda aşırı terleme ile vücuttan suyla beraber, sodyum, potasyum gibi mineraller de atıldığı için, halsizlik, nabız zayıflığı, yorgunluk ve dolaşım bozuklukları meydana gelebilmektedir. Sıvı kaybını önlemek için, günde en az 2-2,5 litre su içmeye özen gösterilmelidir. Gazlı ve kafeinli içecekler yerine de bitki ve meyve çayları, süt, ayran, taze meyve suları tercih edilmelidir.

Bebek ve çocuklar sıvı kayıplarını ifade edemeyebilecekleri için anneler bu konuda dikkatli davranmalıdır. İshal, bebek ve çocuklarda özellikle yaz aylarında vücuttan önemli ölçüde su, tuz ve mineral kaybına yol açar. Anneler hem çocuklarının yeterli miktarda sıvı aldıklarından emin olmalı, hem de ishal konusunda dikkatli olmalıdırlar.

Beren Saat'in Makyajı


Muhteşem finaliyle akıllara kazınan Aşkı Memnu'nun Bihter'i Beren Saat'in makyajı çok konuşuluyor. Sade ama çok etkileyici bu makyajın sırlarını öğrenmek ister misiniz?

Genç kızların yeni gözdesi, Aşk-ı Memnu dizisinin Bihter'i Beren Saat, pürüzsüz cildiyle ve sade güzelliğiyle dikkat çekiyor. Güzel oyuncu etkileyici bakışları için siyah renkte kalem kullanıyor. Far yerine, göze uygulanan kalemi göz kapağına dağıtıyor ve göz makyajını bolca rimelle tamamlıyor. Böylece gözleri ön plana çıkaran, dumanlı ve seksi bakışları elde ediyor.

Beren Saat'in cildi berrak olduğu için, aydınlatıcı bir fondöten ve hafif bir pudra onun güzelliği için yetiyor. Allık seçiminde ise iddialı, kadınsı tonları tercih ediyor. Çoğunlukla gözler ön planda olduğu için, dudak parlatıcısı ve açık renk bir ruj başarılı oyuncunun makyajını tamamlıyor.

Kaynak: Takvim Gazetesi

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Taze Fasulye Salatası


Nefis bir taze fasulye salatası tarifi paylaşmak istiyorum sizlerle. Denedim çok güzel oldu, sitemde yani www.kadinsan.net'de de paylaştım. Bu güzel tarifi buraya da getireyim dedim.

Malzemeler:


1/2kg taze fasulye,
2 adet domates,
1 buçuk yemek kaşığı sıvıyağ,
3-4 diş sarmısak,
sirke,
tuz,
karabiber,

Hazırlanışı:


Taze fasulyeleri yıkayıp ayıklayın, uzunlamasına jülyen tarzda doğrayın. Tuzlu suda yumuşayana kadar haşlayın. renginin solmaması için haşlanmış fasulyeleri soğuk suya atın. Bir tencerede sıvıyağı kızdırın, doğradığınız sarımsakları bu yağda çevirin. Sudan çıkarıp süzdüğünüz fasulyeleri sarımsaklı yağın içine ekleyip, kısa bir süre pişirin.

İki domatesi yemeklik doğrayıp geniş bir kabın içine aldığınız fasulyelere ilave edin. Sirke, tuz ve karabiber ekleyerek harmanlayın.

Yayvan bir servis tabağına alarak servise sunun.

Afiyet olsun!

Kaynak: kadınsan.net

29 Mart 2010 Pazartesi

Sütlaç Tarifi



Sütlacı çok severim. Bugün güzel bir sütlaç yaptım, tarifini ve fotoğrafını da sizlerle paylaşayım dedim, aynı zamanda siteme yani Kadınsan.Net'e de koydum tarifi.

Malzemeler:
1 litre su
1 litre soğuk süt
1,5 çay bardağı pirinç 2 yemek kaşığı pirinç unu
2,5 su bardağı toz şeker
üzeri için: tarçın

Hazırlanışı:
1,5 çay bardağı pirinci yıkayıp 1 litre su ile ateşe koyun. Pirinçler yumuşayıp suyunu çekene kadar pişirin. Soğuk sütü ekleyin, birkaç kez karıştırıp kaynamasını bekleyin.
Diğer yandan bir kasede 2 yemek kaşığı pirinç ununu 1 su bardağı soğuk su ile ezin. Tencerede kaynayan sütten 1-2 kepçe alıp kaseye ekleyin.
Pirinç ununu tencereye ekleyin, arasıra karıştırarak 10 dakika kadar pişirin. 2,5 su bardağı toz şekeri ilave edip karıştırın, 1-2 taşım kaynatın.

Sütlacı kaselere bölüştürün, soğuyunca üzerlerine tarçın serpip servis edin.

Afiyet olsun.

Kaynak: www.kadinsan.net

11 Şubat 2010 Perşembe

Yoğurtlu Havuç Kavurması


Havuç çok faydalı bir sebzedir, çoğumuz biliriz bunu. Peki, bu midevi sebzeye mutfağımızda hak ettiği değeri veriyor muyuz acaba?
Çok kolay ve sağlıklı bir huvuçlu yemek tarifi paylaşacağım sizinle.
Yoğurtlu Havuç Kavurması.
Denemenizi tavsiye ederim.

Malzemeler:
5-6 adet havuç(güzelce temizlenip rendelenecek),
1 adet soğan(rendelenecek),
bir miktar sıvıyağ,
tuz, karabiber,
1 kase yoğurt,
2 diş sarımsak(isteğe bağlı),
pulbiber.

Hazırlanışı:
Rendelenmiş soğanı, sıvıyağ ile kavuruyoruz. Üzerine rendelenmiş havuçları ekliyoruz, tuz ve karabiber ekleyerek karıştırıyoruz.

Havuçlar pişerken kendi suyunu bıraktığı için, su eklemiyoruz.
Havuçlar yumuşayıp daha açık bir renk aldıktan sonra ocağın altını kapatıyoruz.

Bir kapta sarımsaklı yoğurt hazırlıyoruz. İstenirse, sade yoğurt da kullanılabilir, ben öyle yaptım.

Havuç kavurmamızı servis tabağına alıp üzerine sarımsaklı veya sade yoğurdumuzu döküyoruz. Üzerine pulbiber ekip ılık veya soğuk olarak servis ediyoruz.

Afiyet olsun!..

Kaynak: www.kadinsan.net

8 Şubat 2010 Pazartesi

Başka Dilde Sohbet

Kadınsan.Net'deki bir yazımı burda da paylaşmak istedim sizlerle...

BAŞKA DİLDE SOHBET
Nasıl da sınırlar içinde yaşıyoruz, düşüncelerimiz, duygularımız kalıplaşmış, isteklerimiz, arzularımız, o bitmek bilmez bencilliğimiz...
Metrodayım, diş doktoruma gidiyorum, canım sıkkın, suratım asık. Dişlerimi yaptırıyorum birkaç haftadır, ağzım dişlerim, ağrıyor.
Yemek yerken ağrıyor, nefes alırken hava alıp acıyor kesilmiş dişlerim. Bütün hayatımı etkiliyor günlerdir. Bir suratsızım, bir menuniyetsizim ki, sormayın gitsin.

Ayakta duruyordum metroda, koltuk boşaldı oturdum, yanıma da onbir oniki yaşlarında bir erkek çocuğu oturdu. Karşıdaki koltuğa da onun kardeşi olduğunu az sonra öğreneceğimiz daha küçük bir oğlan oturdu. İki kardeş sohbet etmeye başladılar, ama işaret diliyle!
Karşımdaki çocuğun yanındaki koltukta oturan adam, onun da yanında oğlu var, işaret diliyle konuşan çocukların babası olduğunu öğrendiğimiz yan tarafta oturan beyle konuşmaya başladı,"Kaç yaşındalar, kaç kardeşler, diğer çocuklar konuşabiliyor mu" falan diye.
Babayla konuşmakla yetinmeyip iki kardeşle de işaretle konuşmaya başlayınca, şaşırdım tabii. Bakışımı farkedip "benim de kayınbirader böyle" dedi, "oradan biliyorum".
Neşeli bir sohbet başladı, arada biz bilmeyenlere de tercüme ediliyor. Karnelerin kötülüğünden, ilerde ne olmak istendiğine, dışarıda çocukların karşılaşabilecekleri tehlikelere kadar uzun ve canlı bir sohbet devam ediyordu ben ineceğim durağa gelip metrobüsten indiğimde.
Merdivenlerden çıkıp üst geçitten geçerken şunu düşünüyordum, şımarıklık bu yaptığım; dişlerim ağrıyor, ağzımı açamıyorum diye canımı sıkıyorum, negatif enerji yayıyorum. Oysa, ne güzel gülen yüzler bıraktım az önce ardımda, onlarla ben de gülümsedim ağrıyan dişlerime aldırmadan.

Hayata ışıldayan gözlerle bakmak ve sıcacık gülümseyebilmek, öyle bir sürü şarta şurta bağlı değil. Sağlığın mükemmel, cebin para dolu olacak, harika bir evde yaşayacaksın, en lüks yerlere eğlenmeye gideceksin, insanlar yaşantına özenecekler. Böyle olması gerektiğini sanırız. Bunlar olunca mutlu olacağımızı, huzurlu olacağımızı, tatmin olacağımızı zannederiz.
Oysa fena halde yanılıyoruzdur. Ve zaman zaman, çıkıp da bize bunu söyleyecek birşeylere, güzel tesadüflere ihtiyaç duyarız.

O iki gülen yüz, işaret diliyle, gülümseyerek ve coşkuyla sohbet ederken, utandırdılar beni.

Evet, başka dilde bir sohbetti bu, hayatın dili, gerçeğin dili, umudun dili.
Tıpkı 'Başka Dilde Aşk' filmindeki gibi.
Sessiz dünyaya mensup coşkulu, umutlu, sevgi dolu Onur'la karşılaşan sevgisizlik ve gürültüden bıkmış Zeynep'in biraraya gelme hikayesi gibi...

Dişlerimizi Fırçalarken


Dişlerimizi fırçalamanın önemini biliyoruz, düzenli olarak da fırçalamaya özen gösteriyoruz. Peki, dişlerimizi doğru şekilde fırçalıyor muyuz?

Öncelikle kaliteli bir diş fırçası seçmeliyiz.
Diş hekimleri, genellikle uçları yuvarlatılmış, yumuşak kıllı diş fırçalarını önerirler. Çünkü, yumuşak kıllar dişeti dokusunu tahriş etmez.
Diş fırçamızın ağızdaki her dişe kolayca ulaşabilecek özellikte olması ve elimizde rahat bir tutuş sağlaması gerekmektedir.

Diş fırçamızı üç ayda bir değiştirmeyi ihmal etmemeliyiz.

20 Ocak 2010 Çarşamba

Bugün Doğum Günüm

21 Ocak benim doğum günüm.
Yaşımı söylemeyeceğim, hanımlara yaş, erkeklere maaş sorulmaz derler ya. Ama anladınız siz, bu klişeye sığınmamdan da anlaşılacağı üzere, onsekizi, yirmiyi çoktan geçmiş durumdayım.

Yaşı boşverelim de, geride kalanla hesaplaşmaya bakalım. Ya da yeni gelenle ilgili yapacağım planlara mı baksam. Evet, evet, bu daha iyi.
Olan olmuştur zaten, yapacak bir şey yok. Yaşanan yaşanmış, yaşanamayan yürekte ukde, boğazda düğüm olarak kalmıştır.
Belki de o ukde, bilmediğimiz bir şanstır, bize verilmiş bir sadakadır. Allah bilir...


Yazının devamını okumak için Tıklayınız